13. Hukuk Dairesi 2016/22354 E. , 2019/11345 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalı Kurum tarafından ilave ücret alındığı gerekçesiyle cezai şart uygulandığını, oysaki hasta işlemlerinde kullanılan kredi kartları ile SGK tarafından karşılanmayan hizmet, malzeme veya kişisel ihtiyaçların temin edildiğini, diş tedavisi gibi özel olarak yaptırılan bedellerin alındığını, alınması zorunlu olan %12"lik katılım payı ödemelerinin yapıldığını, hastanın özel olarak talebiyle yapılmış inceleme ve check up hizmetlerinin sunulduğunu, özel aşı, işe giriş veya ehliyet raporları için alınmış ücretlerin SGK tarafından karşılanmaması sonucu şahısların kredi kartından tahsil edildiğini, hastalardan alınan tüm ödemelerin ilave ücret olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenle sözleşmeye aykırı uygulamanın iptali, haksız ve hukuka aykırı olarak davalı tarafından talep edilen 131.511,20 TL borcunun olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, 2012 yılı Hizmet Satın Alım Sözleşmesinin 11.3.6 numaralı maddesi doğrultusunda 131.511,20 TL cezai şart uygulandığını, Sayıştay tarafından yapılan incelemede davacının 250 sigortalıdan fazla tedavi ücreti tahsil ettiğinin tespit edildiğini, özel hastanenin acil haller dışında sigortalıdan ilave ücret alma hakkının bulunduğunu, ancak belirlenmiş olan miktarı aşan talebinin haksız olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının davalı kuruma 131.511,20 TL"lik cezai şarttan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı Kurum tarafından uygulanan cezai şartın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Sayıştay raporundaki tespitlerin doğruluğu değerlendirilmeden ve belgelendirilmeden işlem yapıldığını belirterek cezai şart bedelinin iadesini istemiştir. Davalı, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin açık olduğunu davacının sözleşmenin 11.1.8 maddesine aykırı hareket ettiği için sözleşmenin 11.3.6 maddesi uyarınca cezai şart uygulandığını, uygulanan cezai işlemin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki; sunulmuş hizmet gerekçesi dikkate alınmadan tüm tahsilatların fazla ücretlendirme şeklinde yorumlanmasının hata olduğu kanaatine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; Bilirkişi raporunda Sayıştay raporunun anlaşılamayan kısımlarının olduğunun belirtilmediği, tarafların rapora karşı yaptıkları itirazlarının gerekçeli bir şekilde karşılanmadığı anlaşılmaktadır. O halde öncelikle, taraf itirazlarını karşılar şekilde, Sayıştay Başkanlığı’nın 2011 taslak denetim raporu ve 2012 yılı denetim raporları ile hangi hastadan ne kadar ilave ücret alındığının, alınan ücretlerin ilave ücret kapsamında olup olmadığının ve davacı hastanenin ilave ücret alınan bu hastalardan taahhütname alıp almadığının tespiti gerekmektedir. Öyle olunca, bu hali ile bilirkişi raporu yetersiz olup mahkemece taraflar arasındaki sözleşmeler, Sut hükümleri ve taraf delilleri değerlendirilerek yeniden uzman bir heyetten gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.