MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

DAVA : Davacı, ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı şirketle 1995 tarihinden itibaren başlayan hukuk müşavirliği sözleşmesinin, davalı tarafından gönderilen 15.01.2008 tarihli ihtarla, otuz gün sonra geçerli olmak üzere feshedildiğini, ödenmeyen avukatlık ücretleri ile yaptığı masrafları 21.02.2008 tarihli ihtarla istemesi üzerine de, 12.03.2008 tarihli ihtarla azledildiğini, hak ettiği ücret ve yaptığı masrafların ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, vekalet ücreti ve masraf alacaklarına mahsuben, şimdilik 10.000 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek en yüksek reeskont faiziyle birlikte ödetilmesine, 22.03.2008 tarihinden itibaren işlemiş faiz alacaklarına mahsuben de şimdilik 3.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, 139.998.63 TL’nin 22.03.2008 tarihinden itibaren yürütülecek kanuni faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesi kapsamında davacının ödenmeyen ücret ve masraf alacaklarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava, taraflar arasındaki hukuk müşavirliği sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, davacı, sözleşmenin davalı tarafından feshedilmiş olması sebebiyle ödenmeyen ücret ve masraf alacaklarının tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 03.04.2012 tarih ve 2009/31297-2012/11105 esas, karar ilamı ile 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında iş sözleşmesi olduğu saptanmıştır.
Taraflar arasındaki iş sözleşmesinde, mahkemece hüküm altına alınan takip edilen dosyalar sebebiyle işveren tarafından haksız azil durumunda vekalet ücretinin davacıya ait olacağına dair hüküm söz konusu değildir. Konunun vekalet sözleşmesi ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümlerine dayanılarak sonuçlandırılması mümkün değildir. Davacının hem işçi hem vekil kabul edilmesi çelişkili olmuştur. Öte yandan, iş sözleşmesinde işçi tarafından takip edilen dosyalar ile ilgili yapılan masrafın işveren tarafından davacıya ödeneceği düzenlenmiştir. Bu durumda davacının takip ettiği davalar sebebiyle yaptığı masraf alacağının kabulüne, haksız azil hükümlerine bağlı vekalet ücreti alacağının ise reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.