2. Hukuk Dairesi 2014/14636 E. , 2014/15662 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ankara 9. Aile Mahkemesi
TARİHİ :23.09.2013
NUMARASI :Esas no:2012/746 Karar no:2013/1538
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından davacı-davalı (koca)"nın davasının kabulü, kusur belirlemesi, velayet, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri, müşterek çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönlerinden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece taraflar eşit derecede kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de; gerçekleşen ve mahkemece de kabul edilen tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan kusurlu davranışları nazara alındığında boşanmaya neden olan olaylarda; davalı-davacı (kadın)"a oranla, davacı-davalı (koca)"nın daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu aşamadan sonra taraflar arasındaki evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yararın bulunmadığı ve davalı- davacı (kadın)"ın boşanmaya karşı çıkmadığı da açık olduğuna göre, davacı-davalı (koca)"nın boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşulları gerçekleşmiş olup davacı-davalı (koca)"nın boşanma davasının kabulü de sonucu itibarıyla doğrudur. Açıklanan nedenlerle davalı-davacı (kadın)"ın bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki bentlerin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK.md,4 TBK.md.50 ve 52 ) dikkate alınarak davalı-davacı (kadın) yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
3-Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi, boşanmaya sebebiyet vermiş olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı (kadın)"ın ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK. md.4 TBK. md. 50, 51, 52, 58) dikkate alınarak davalı-davacı (kadın) yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
4-Tefhim edilen kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; müşterek çocuk Rıza Atakan"ın velayeti davacı-davalı babaya verilmiş, buna karşılık karar gerekçesinde; küçüğün yaşadığı ortam, tercihi ve gelecekteki menfaatleri nazara alınarak velayetinin anneye verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılması da usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, 4. bentteki bozma sebebine göre davalı-davacı (kadın)"ın müşterek çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.07.07.2014 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (6100 s. HMK. m.298/2) Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz/ kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.
Değerli çoğunluğun çelişkili olmayan diğer yönleri incelemesi görüşüne katılma olanağım yoktur.