Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4997
Karar No: 2011/2307
Karar Tarihi: 19.04.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/4997 Esas 2011/2307 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/4997 E.  ,  2011/2307 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Alacak

    ... ile ... aralarındaki alacak davasının reddine dair Kayseri 2. Aile Mahkemesinden verilen 15.06.2010 gün ve 53/628 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekilleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen ve davalı ... adına tapuya tescil edilen 4182 ada 18 parsel ve üzerine inşa edilmiş bulunan üç katlı binanın alımı ve yapımında vekil edeninin katkıda bulunduğunu, dairelerden elde edilen kira gelirleri üzerinde hakkı olduğunu açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik taşınmaz için 1.000 TL.nin dava tarihinden, kira gelirleri için 200 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini,davacının evin arsası ve inşaatında katkısı olmadığını, vekil edeninin kendi imkanları ile yaptırdığını,evin arsası ve üzerindeki binanın 1.1.2002 tarihinden önce edinildiğini, davacı kadının evlilik sırasında zinası sebebiyle dava açma hakkı bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, boşanma davasının kesinleştiği 9.6.2007 tarihinden davanın açıldığı 12.1.2009 tarihine kadar TMK.nun 178. maddesinde yazılı bir yıllık sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 17.10.1991 tarihinde evlenmiş, 30.9.2005 ve 29.12.2005 tarihlerinde karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulüne ilişkin hükmün 9.6.2007 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu 247 m2 miktarında arsa vasfındaki 4182 ada 18 parsel 9.2.2009 tarihi itibarıyla tapuda tahsisen davalı ... adına kayıtlı görünmekle beraber, dosyaya getirtilen belgelerden dava konusu taşınmazın arsasının 1.1.2002 tarihinden önce 639 ada 20 parsel olarak 247 m2 miktarı ile tahsis edildiği ve arsa üzerine 14.11.2001 tarihi itibarıyla tamamlanan üç katlı binanın inşa edilmiş olduğu, bu binanın tapuda kayıtlı bulunmadığı anlaşılmaktadır. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721
    sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın arsasının alındığı ve binanın tamamlanıp oturulmaya başlandığı tarih itibariyle
    eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi, 1.1.2002 sonrası binadan elde edildiği iddia edilen kira gelirleri bakımından edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
    Davacı, inşa edilen binanın kiraya verilmesi sebebiyle 1.1.2002 sonrası elde edildiği iddia edilen kira gelirleri ile ilgili olarak da talepte bulunmuştur. Kira gelirleri bakımından taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir.Bu durumda uyuşmazlığın bu rejim kuralları gereğince yani 4721 sayılı TMK hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulması hususunda duraksama bulunmamaktadır. 4721 sayılı TMK.nun 178. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenlemenin eldeki davada kira gelirleri bakımından şartları varsa uygulanması gerekeceği açıktır. TMK.nun 178. maddesinde, “evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verilmiş olup somut olayda, boşanma kararı 9.6.2007 tarihinde kesinleştiğine, görülmekte olan dava ise, bir yıllık zamanaşımı süresi geçirildikten sonra 12.1.2009 tarihinde açıldığına, davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunduğuna göre, davanın zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmediğinden reddi ile hükmün kira gelirleri ile ilgili bölümünün ONANMASINA,
    Dava konusu taşınmaz arsası ve üzerine inşa edilen binaya gelince; Dava konusu taşınmaz ve üzerindeki binanın edinildikleri tarihe göre, eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlık Borçlar Kanununun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK.nun 178. maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenleme eldeki davaya uygulanamaz. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta 743 sayılı TKM.nin 5. maddesi yollamasıyla Borçlar Kanununun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören 125. maddesindeki düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır. Mahkemece, katkı payı alacağı niteliğinde olduğu anlaşılan iddia ve savunma çerçevesinde taşınmazın arsasının tahsisi ve davalı adına tapuya tesciline kadar geçen süre ile ilgili tüm belgelerin bulundukları yerlerden getirtilmesi, taraf delillerinin toplanması ve uyuşmazlığın esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmaz ve üzerindeki binanın edinildiği tarih itibariyle uyuşmazlığın 1.1.2002 tarihinden önceye ilişkin olduğu ve TMK.nun 178.maddesinin olayda uygulanma imkanı bulunmadığı gözden kaçırılarak yazılı gerekçeyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün taşınmazın arsası ve üzerindeki bina bakımından HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına 19.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi