Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/5450
Karar No: 2011/2306
Karar Tarihi: 19.04.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/5450 Esas 2011/2306 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2010/5450 E.  ,  2011/2306 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Eşya Paylaşımı
    ... ile ... aralarındaki eşya paylaşımı davasının kabulüne dair Bursa 1. Aile Mahkemesinden verilen 27.05.2010 gün ve 970/826 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
    KARAR

    Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz, araç ve eşyalarla ilgili edinilmelerinde vekil edeninin katkıda bulunduğunu açıklayarak vekil edenine ait menkul malların aynen iadesi, olmadığı takdirde 2.040 TL"nin, ayrıca vekil edeninin 1/2 katkı payının olduğu araç ve taşınmaz için 5.500 TL katkı payı alacağının dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... Balkan vekili, eşyalar dahil tüm malların vekil edeninin çalışması ile alındığını ve taşınmazın miras malı olduğunu, davacının katkısı olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacının katkıda bulunduğunun belirlendiği gerekçesi ile davacının davasının kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 5.000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar 29.9.1996 tarihinde evlenmiş, açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 25.5.2007 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca "mal ayrılığı" bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (4721 sayılı TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan “edinilmiş mallara katılma rejimi” geçerlidir (4721 sayılı TMK.nun 202.m).
    Dava konusu 975 m2 miktarında bahçeli ev vasfındaki 532 parselin, ...adına iken ölümü ile 9.2.1979 tarihinde mirasçılarına intikal ettiği, mirasçıların elbirliği halindeki mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürmeleri ve mirasçılar arasındaki pay devirleri sonunda 20.6.2003 tarihi itibarıyla 2/5 payın ... kızı ..., 3/5 payın ... kızı ... adına tapuda kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu ...plakalı araç ... tarafından 8.9.2005 tarihinde noterde satın alınmış ve 27.12.2005 tarihinde trafikte tescil edilmiştir. Diğer dava konusu dört parça ev eşyası ise faturalara göre evlilik birliği içinde alınmışlardır. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre davacı edinilmiş mal niteliğindeki çalışma ile elde ettiği gelirle katkıda bulunduğunu iddia etmekte olup talebi katılma alacağı (TMK.nun 231.md) niteliğindedir.
    Kural olarak, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallar üzerinde tarafların birbirlerinden TMK.nun 231. maddesi gereğince artık değer isteme hakları bulunmakta olup, aynı kanunun 236/1. maddesi uyarınca da artık değerin yarısı üzerinde karşılıklı hak sahibidirler. TMK.nun 222/ son fıkrası uyarınca bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Böyle bir malın edinilmiş mal olmadığını veya kişisel mallar yerine geçen bir mal olduğunu ileri süren kişi bu iddiasını kanıtlamak zorundadır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde tarafların dava konusu mal varlığının edinilmesinde maddi bir katkısının bulunup bulunmadığının da bir önemi yoktur. Diğer bir ifade ile davacının maddi katkısının varlığını ispatlamak zorunda kalmaksızın diğer eşe ait malın artık değerinin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) hak sahibi olacağı açıktır. Somut olayda; dava konusu taşınmazdaki davalı ...’ye ait payın miras yolu ile geldiği tapu kaydındaki açıklamalar ve intikallerden anlaşılmaktadır. Miras yolu ile edinilen taşınmazlar 4721 sayılı TMK ile getirilen yasal edinilmiş mallara katılma rejiminde kişisel mal olarak (TMK.nun 220.m.) tanımlanan mal varlığı olup, diğer eş lehine katılma alacağı doğurmaz. Başka anlatımla, bir eşin kişisel malı kendisine ait olup mal rejiminin tasfiyesine konu edilemez. Mahkemece taşınmazla ilgili davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabule karar verilmiş olması doğru olmamıştır.
    Dava konusu araçla ilgili talebe gelince; her ne kadar dosya kapsamı ve toplanan delillere göre dava konusu aracın alım tarihi itibarıyla edinilmiş mal niteliğinde olduğu görülmekte ise de, davacı dilekçesinde “…Arabayı kendi çalışmalarım ile aldım ve arabayı eşimi mutlu etmek için davalının üzerine yaptım…” şeklinde açıklamada bulunmakta olup,bu açıklama karşısında aracın davacı tarafından davalıya bağışlandığının ve aracın davalının kişisel malı olduğunun kabulü gerekir. Davacı tarafından Borçlar Kanununun 244 ve devamı maddeleri gereğince bağıştan rücu’yu öngören usulüne uygun olarak açılmış bir dava ve istek bulunmadığına, bağışlamadan rücu koşullarının oluştuğunu da iddia ve ispat etmediğine göre mahkemece bağışlama yolu ile davalı adına trafikte tescil edilen kişisel mal niteliğindeki araç üzerinde davacının katılma alacağı isteme imkanı olmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabule karar verilmiş olması da doğru değildir.
    Dava konusu eşyalarla ilgili olarak; eşyaların toplam sürüm değerleri 3.3.2010 tarihli bilirkişi raporunda 1.000 TL olarak dikkate alınmış ve her iki tarafın da eşyalar üzerinde yarı oranda hakları olduğu açıklanarak davacının eşyalarla ilgili talep edebileceği miktarın 500 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu rapordaki değere taraflarca bir itirazda bulunulmamıştır. Bilirkişinin belirlediği miktar dosya kapsamı ve toplanan deliller karşısında yerinde olduğundan eşyalarla ilgili davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Tüm bu nedenlerle mahkemece taşınmaz ve araç bakımından davanın reddine, eşyalarla ilgili olarak bilirkişi raporu ile belirlenen ve itiraza uğramayan değerin yarısı olan 500 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümü ile kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 74,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 19.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi