
Esas No: 2014/7024
Karar No: 2014/11981
Karar Tarihi: 30.10.2014
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2014/7024 Esas 2014/11981 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.03.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı hazine vekili, mera vasfıyla özel siciline kayıtlı 732 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek oluşturulan 3325 parsel sayılı taşınmazın 120 metrekarelik kısmının kadim mera olduğundan bahisle davalı Özel İdare adına olan tapu kaydının iptali ile maliye hazinesi adına tescilini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle ve davanın ispatlanamadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı hazine vekili temyiz etmiştir.
25.02.2009 tarihinde kabul edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Kanunun 2. maddesi ile, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasına “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” şeklinde ekleme yapılmıştır.
Aynı Kanunun 3. maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununa eklenen Geçici 10. madde ise “Bu Kanunun 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” kuralını getirmiştir.
Ancak, 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ile; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen “Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” cümlesinde yer alan "...iddia ve taşınmazın niteliğine" ibaresi ve 3. madde ile 3402 sayılı Kanuna eklenen “Geçici 10. madde” Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 günlü ve 2009/31 Esas, 2011/77 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğinden Hazine’nin mera (yayla) iddiasıyla açtığı iptal ve sınırlandırma davaları on yıllık hak düşürücü sürenin dışında bırakılmıştır.
Hal böyle olunca, Anayasa Mahkemesinin yukarıda belirtilen iptal kararı göz önüne alınarak çekişmenin esasının incelenmesi gerekirken, davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.