10. Hukuk Dairesi 2021/1073 E. , 2021/7980 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Anadolu 20. İş Mahkemesi
Dava, yaşlılık aylığı bağlanması ve alacak istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf isteminin reddine dair karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 27.02.2018 tarihinde yaşlılık aylığı başvurusunda bulunduğunu, başvurunun son hizmetlerin Bağ-Kur’da geçmiş olması gerekçe gösterilerek ret edildiğini, Yargıtay uygulamasına göre kişilerin hizmet birleştirmeye zorlanamayacağını ve bu nedenle müvekkiline yaşlılık aylığı bağlamasına ilişkin başvurunun reddine dair işlemin iptali ile ödenmeyen aylıkların aybe ay faizi ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının son hizmetinin Bağ-Kur statüsünde olduğunu, 2829 sayılı Kanuna göre son yedi yıllık fiili hizmet süresinin yarısından fazlasının Bağ-Kur statüsünde geçmiş olması nedeni ile SSK statüsünden aylık bağlanmasının mümkün olmadığını, müvekkil Kurum tarafından yapılan işlemin yasal ve yerinde olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
“1-Davanın kabulü ile;
a)Davacının 27/02/2018 tarihli yaşlılık aylığı başvurusuna bağlı olarak davacıya 01/03/2018 tarihi itibari ile 4/1-a hizmetleri dikkate alınarak aylık bağlanması gerektiğinin tespitine,
b)Yukarıdaki karara bağlı olarak bağlanacak aylığa ilişkin ödemelere, her bir aylık için ödenmesi gereken tarih ile ödeneceği tarih arasında yasal faiz uygulanmasına,” dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Yerel mahkeme kararı yerinde bulunarak istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
V-TEMYİZ NEDENLERİ:
Davalı vekili, Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
Dosya kapsamı incelendiğinde, 24.02.1969 doğumlu olan davacının 27.02.2018 tarihli tahsis talebinin, prim borcu bulunması nedeniyle reddedildiği, davacının ilk işe giriş tarihinin 03.06.1985 olduğu, 506 ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-a maddesi kapsamındaki hizmetlerinin 6105 gün, 1479 ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-b maddesi kapsamındaki hizmetlerinin ise 4138 gün olduğu ve Bağ-Kur sigortalılığı nedeniyle prim borcunun bulunduğu, mahkemece, 2829 sayılı Yasa uygulanmaksızın sadece 506 ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-a maddesi kapsamındaki hizmetler dikkate alınıp sigortalılık başlangıcı da 03.06.1985 tarihi kabul edilip buna göre 25 Yıl, 49 Yaş ve 5300 gün şartları irdelenmek suretiyle karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacıya yaşlılık aylığı bağlanmasında, 2829 sayılı Yasa hükümleri uygulanmaksızın sadece 506 ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-a maddesi kapsamında geçen hizmetlerin dikkate alınması yerinde görülmüş ise de; davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 03.06.1985 olarak alınması isabetsiz bulunmuştur. Zira davacının anılan tarihte 18 yaşını doldurmadığı belirgindir.
506 sayılı Yasanın 60/G maddesinde yer alan hükümde “18 yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm Sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, 18 yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak, bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dâhil edilir.” düzenlemesi gereğince, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 24.02.1987 tarihi olması yaşlılık aylığı şartlarının da 25 yıl 50 yaş ve 5375 güne tabi bulunması nedeniyle, bu şartlarının yerine geldiği 24.02.2019 tarihinin dikkate alınması yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine dair kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 09.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.