23. Hukuk Dairesi 2017/1840 E. , 2018/600 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatiften kredi kullandığını, bu krediyi taksitler halinde ödemek üzere davalıya dört adet senet verdiğini, müvekkilinin birinci ve ikinci taksitleri ödediğini, sonraki 3 ve 4. taksidi maddi sıkıntılar nedeniyle ödeyemediğini, davalının henüz 4. taksitinin ödeme günü gelmeden 4. taksit miktarını da hesaba katarak müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını ve davalının bu esnada yine hakkında takip başlattığını,takip dosyalarına bakıldığında fazla yapılan ödeme olduğunu ileri sürerek, borç miktarının yeniden hesaplanarak yapılan ödemeler nedeniyle borçlu olunmadığının tespitini, yapılan fazla ödemelere bankalarca uygulanan en yüksek faiz uygulanarak iadesini, kredi sözleşmesine dayanılarak verilen dört adet senedin iptalini, haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle davalının %40 üzerinden kötüniyet tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 06.05.2013 tarih 2013/2479 Esas 2013/2965 Karar sayılı ilamı ile, sözleşme ve kooperatif kayıtları incelenmeden, eksik incelemeye hüküm kurulması doğru görülmeyip bozulmuş ,bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, bilirkişi raporunda belirtilen miktarlara bakıldığında davacının icra dosyaların da talep edilen miktarlara ilişkin borcu olmadığı, hatta fazla ödemelerinin olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, menfi tespit,istirdat ve senet iptali istemine ilişkindir. Genel dava teorisine göre her dava açıldığı tarihteki şartlara göre çözümlenmelidir. Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda mahkemenin dava açıldıktan sonraki ödemeleri de dikkate alarak hesaplama yaptığı görülmektedir. Bu ise genel dava teorisine ve HMK"nın 26. Maddesinde yazılı talepte bağlılık ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Bu nedenle dava tarihindeki talep ve ödemeler dikkate alınarak bir sonuca varılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.