13. Hukuk Dairesi 2019/5769 E. , 2019/11329 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının davacı vekilince murafaa talepli olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Murafaa için belirlenen günde duruşmalı temyiz eden davalı ve davacı taraftan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra kararın açıklanması başka bir güne bırakıldı. Yapılan incelemede temyiz dilekçesinin süresinde verildiğinin anlaşılması üzerine gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğu, davalılardan ... ile davalı ..."nun maliki olduğu taşınmazın tapu iptal ve tescili veya taşınmaz bedelinin tahsili talebi ile açılacak dava için 20.03.2013 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi imzaladıklarını, 22.03.2015 tarihinde Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi"nde davayı açtığını, dava devam etmekteyken tarafların bilgi vermeksizin anlaştıklarını ve müvekkili olan davalı ...’nın davadan feragat ederek kendisini de haksız olarak azlettiğini, Avukatlık Kanunun 165. maddesi uyarınca sulh olan tarafların mahkemenin hasma yükleyeceği vekalet ücretinden de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL vekalet ücreti alacağının hakkın doğum tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini istemiş; bilahare talebini ıslah sureti ile 89.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Yerel Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 74.500,00 TL"nin Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi"nin karar tarihi olan 25.09.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesinin kararına karşı davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince oyçokluğu ile, davalının istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 74.500,00 TL"nin Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesi"nin karar tarihi olan 25/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile davalıların sulh olmaları sonucu müvekkili olan davalı ...’nın davadan feragat ve kendisini haksız olarak azletmesi nedeni ile haketmiş olduğu vekalet ücretinin davalılardan tahsilini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemiş; yerel Mahkemenin, davanın kısmen kabulüne dair kararına karşı davalı ... tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; davanın kısmen kabul edilmiş olması karşısında davalı ... kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde, ilk derece mahkemesince vekalet ücretine hükmedilmemiş olması nedeni ile davalının sair istinaf taleplerinin reddine, vekalet ücretine ilişkin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı avukat tarafından, müvekkili olan davalı ... adına Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/107 E. sayılı dosyası ile tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tazminat talebi ile diğer davalılar ... ve ... aleyhine açılan davada Mahkemenin 25.09.2014 tarihli kararı ile davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiş; söz konusu karara karşı davacı ... tarafından davalılar tarafından tehdit ile davadan feragat etmesinin sağlandığı gerekçesi ile temyiz yoluna başvurulmuştur. Avukatlık Kanunu 165. maddesi uyarınca, davacı avukatın müvekkili olmayan davalının sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için işin sulh veya her ne suretle olursa olsun anlaşmayla sonuçlanması gerekmektedir. Davacının ücret talep ettiği Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/107 E. sayılı dosyasınde her ne kadar Mahkemece feragat nedeni ile red kararı verilmiş ise de; söz konusu karara karşı davacısı tarafından temyiz yoluna başvurulmuş olması nedeni ile anlaşma ile sonuçlanmış bir iş ve dolayısıyla davalı ... yönünden sorumluluğun söz konusu olup olmadığı hususu kesinleşmemiştir. O halde Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/107 E. sayılı dosyasının sonuçlanmasının beklenmesi ve bu davada verilecek karara göre davalı ... Görücüoğlunun Avukatlık Kanunun 165. maddesi uyarınca vekalet ücretinden sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken, aksi düşünce ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Açıklanan nedenlerle, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Kabule göre de; sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin ve İçtihadı Birleştirme Kararlarının kazanılmış hak (usulü müktesep hak) ilkesinin 28.6.1960 tarihli, 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince istisnai niteliği gereği kesin hüküm halini almamış eldeki davalarda da gözetilmesi ve uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 20.03.2019 tarih ve 30720 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2017/6 esas, 2018/9 karar ve 05.10.2018 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödemesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücreti dahil değildir. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 05.10.2018 gün ve 2017/6 esas, 2018/9 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, davalı ...’nun davacı avukata ödenecek akti vekalet ücretinden sorumlu olmayacağı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
4-Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi karar başlığında davalılar ... ve ...’nun adı yazılmamış ise de; bu husus HMK"nun 304. maddesi uyarınca mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan 1.272,28 TL harcın davalıya iadesine, 14/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.