21. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/6033 Karar No: 2018/1056 Karar Tarihi: 05.02.2018
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/6033 Esas 2018/1056 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2017/6033 E. , 2018/1056 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün asıl ve birleşen davanın davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece verilen 17/12/2015 tarihli ilk kararın dairemizin 26/04/2016 tarih ve 2016/3263 Esas, 2016/7443 Karar sayılı ilamında Birleşen 2015/748 Esas sayılı davada davalı .... A.Ş hakkında açılan dava bakımından olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğine işaretle bozulduğu, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davalı ... şirketinin de tazminatlrdan sorumluluğunu gerektirecek mahiyette karar verildiği anlaşılmaktadır. Savunma hakkı Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nın 27. maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı, hukuki dinlenilme hakkını teminat altına almıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesi uyarınca “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.” hükmünü düzenlemektedir. Somut olayda, asıl dava dosyası ile birleşen 18/11/2015 tarihinde açılan 2015/748 Esas sayılı dava dosyasında Davalı ... AŞ’nin, Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan 17/01/2012 tarihli ilan doğrultusunda ...A.Ş. tarafından devralındığı ve devralan şirketin ticaret adresinin dosya kapsamında bulunduğu halde, dava dilekçesinin devrolmak suretiyle tasfiyesiz fesholduğu anlaşılan... A.Ş.’nin eski ticaret adresine Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebliğ edilerek karar verildiği, bu şekilde davalı ...Ş.’ni devralan... A.Ş’ne usulüne uygun tebliğ yapılmayarak savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmıştır. Mahkemece yapılacak iş ... A.Ş.’ni devralan ... A.Ş’ne birleşen dava dilekçesinin tebliğ edilerek, davalının yargılamadan usulüne uygun olarak haberdar olması sağlandıktan sonra yargılamanın esasına girerek bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz itirazlarının sair yönleri bu aşamada incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin sair temyiz itirazları incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılara iadesine, 05/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.