Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/15706
Karar No: 2013/16479
Karar Tarihi: 25.11.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/15706 Esas 2013/16479 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/15706 E.  ,  2013/16479 K.

    "İçtihat Metni"

    ....

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Dava; 22.07.1987 doğumlu ..."in, 23.04.2000 günü, davalı şirketin maliki olduğu gayrimenkulde bulunan elektrik trafosundaki yüksek gerilime kapılarak, yaralanması ve %68 oranında meslekte iş gücü kaybına uğraması nedeniyle, bina sahibinin sorumluluğuna dayalı olarak açılmış maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece; maddi tazminat talebinin kısmen kabulüyle, 119.998,92 TL"nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, diğer maddi tazminat taleplerinin reddine, ... için talep edilen manevi tazminat isteminin kabulüyle, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacı baba ....ve davacı anne ... için talep edilen manevi tazminat isteminin kısmen kabulüyle, 3.000,00 TL"şer manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davacı kardeşler için talep edilen manevi tazminat isteminin kısmen kabulüyle 1.000,00 TL"den toplam 4.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    ....




    Mahkemece; 24.04.2012 tarih,.... sayılı ek kararla; gerekçeli kararın davalı vekiline tebliğinden itibaren kanuni 15 günlük temyiz süresi geçtikten sonra temyiz dilekçesinin verildiği gerekçesiyle temyiz isteminin HUMK 432/4. maddesi gereğince reddine karar verilmiş, ek karar davalı vekili tarafından yasal süresi içinde temyiz edilmiştir.
    Temyize konu öncelikli sorun; temyiz isteminin reddine dair ek kararın hukuka uygun olup, olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Dosya kapsamından; mahkemenin gerekçeli kararının davalı şirket vekiline 10.02.2012 günü tebliğ edildiği, tebligat üzerine; gösterilen adreste muhatabın daimi birlikte çalışanı .....imzasına 10.02.2012 günü tebliğ yapıldığına dair şerh düşüldüğü, kararın 28.02.2012 günü kesinleştirildiği, kararın kesinleştirilmesinin ardından 05.04.2012 günü ....mahkemeye ibraz ettiği dilekçe ile; kararı sehven tebliğ aldığını, dava dışı bir şirkette sigortalı işçi olarak çalıştığını, tebligatın muhatabı olan davalı şirket vekiline yapılan tebligatı, çalıştığı şirkete aynı gün gelen tebligatlarlarla birlikte aldığını, diğer evraklardan dolayı sözkonusu tebligatın gözünden kaçtığını belirterek; mahkemeye iade ettiği, davalı vekilinin temyiz dilekçesini 18.04.2012 günü mahkemeye ibraz ettiği anlaşılmıştır.
    Tebliğ, kural olarak muhatabın kendisine yapılır. Muhatap adına tebliği kabule kanunen yetkili kişilere (Teb.K.m.13, 14, 16, 17 ve18) tebliğ evrakının verilmesi, ancak muhatabın tebliğin yapılacağı sırada orada bulunmaması halinde sözkonusu olur. O halde, muhatabın o sırada orada bulunmaması sebebiyle kabule kanunen yetkili kişiye tebliğin yapıldığı tutanakta gösterilmelidir.
    Muhatabın belirli bir yerde meslek ve sanatını devamlı icra eden bir kimse olması halinde de tebliğin muhatabın aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine yapılabilmesi için, muhatabın tebliğin yapılacağı sırada orada olmaması gerekir. Muhatap varken daimi memur veya işçisine tebligat yapılamaz. Aksi halde yapılan tebliğ usulsüz olur. Tebliğin niçin muhataptan başkasına yapıldığı (tebliğin yapılacağı sırada muhatabın orada bulunmadığı) herhangi bir delil ile değil, sadece bu husustaki kaydı içeren tebliğ tutanağı ile ispat edilebilir. Muhataptan gayri kimseye yapılan tebligatın usulüne uygun sayılabilmesi için tebligatın yapılacağı sırada o işyerinde muhatabın bulunmadığı ve kendisine tebligat yapılan kimsenin muhatabın daimi memur veya işçisi olduğu hususlarının tutanakta gösterilmiş olması gerekir.
    İşyerinde bulunmayan muhatap adına sadece oradaki daimi memur veye işçisine tebligat yapılabileceğini kanun öngördüğünden, muhatabın iş ortağına veya komşusuna ya da aynı konutta oturduğu kişiler yahut hizmetçilerden birine muhatabın işyerinden muhatap adına tebligat yapılamaz, yapılırsa usulsüz tebliğ olur.
    ...



    Somut olayda; ....yapılan tebligatta muhatap davalı vekili Av. ..."ın o yerde bulunup bulunmadığına dair bir kayıt yer almamaktadır. Bu nedenle yukarıda belirtilen ilkelere aykırı yapılmış tebligatın usulsüz olduğu açıktır.
    Hal böyle olunca; davalı vekilinin temyizinin süresinde olduğu sonucuna varılarak, mahkemenin temyiz isteminin süresinde yapılmadığına ilişkin ek kararının kaldırılmasına, işin esasının incelenmesine karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazına gelince;
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmeyerek reddedilmiştir.
    Ancak; HMK"nın 26. maddesi (HUMK. m.. 74) gereğince; hakim iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
    Somut olayda; davacı vekili 19.01.2001 tarihli dava dilekçesinde; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; 100,00 TL (dava tarihi itibariyle 100.000.000 TL) maddi tazminatın olay tarihi olan 23.04.2000 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında 01.04.2010 günü ıslah dilekçesi vererek maddi tazminat talebini 165.500,00 TL"ye çıkarmış, ıslahla artırılan 165.400,00 TL maddi tazminat miktarı için ıslah tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir.
    Hal böyle olunca; ıslahla artırılan kısma ıslah tarihi olan 01.04.2010 gününden itibaren yasal faiz uygulanması gerekirken, HMK"nın 26.maddesine aykırı şekilde, talep aşılarak, olay tarihi olan 23.04.2000 tarihinden itibaren faiz işletilmesi yönünde karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    ....


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi