Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/494
Karar No: 2020/6749
Karar Tarihi: 03.11.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/494 Esas 2020/6749 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, inanç sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı, taraflar arasında imzalanan inanç sözleşmesiyle kendisine ait taşınmazı emaneten davalıya devrettiğini ancak davacıya devri gereken dört adet bağımsız bölümün satıldığını ileri sürerek bu taşınmazların güncel değerinin davalıdan alınarak kendisine verilmesini istemiştir. Mahkeme, satış işleminin dava dışı yüklenici tarafından yapıldığı ve bedellerin davacıya ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak davacı vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuş ve inançlı işlemler ile ilgili kanun maddelerine dikkat çekerek davacının haklarını savunmuştur. Daire, delillerin toplanmasının ardından karar verilmesi gerektiğini vurgulayarak önceki kararı bozmuştur. 6100 sayılı HMK'nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi, \"Tanık\" dahil her türlü delille ispat edilebilir.
14. Hukuk Dairesi         2020/494 E.  ,  2020/6749 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki inanç sözleşmesine dayalı tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 16.12.2019 gün ve 2019/4626 Esas, 2019/8685 Karar sayılı ilamı onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, inanç sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, taraflar arasında 13.10.2008 tarihinde imzalan inanç sözleşmesiyle davacının, kendisine ait 8438 ada 3 parsel sayılı taşınmazını emaneten davalıya devrettiğini, anılan taşınmaz üzerine yapılacak inşaattan arsa sahibi olarak davacıya 10 adet bağımsız bölüm verileceğini, 6 adet bağımsız bölümün davacıya devredildiğini, ancak davacıya devri gereken 7, 8, 12 ve 18 nolu dört adet bağımsız bölümün, davalı tarafından satıldığını ileri sürerek davaya konu taşınmazların mahkemece tespit edilecek güncel değerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, taraflar arasındaki inanç sözleşmesi ile davacıya ait başka taşınmazların da davalıya devredildiğini, taşınmazların devrinde herhangi bir sorun yaşanmaksızın davacıya iade edildiğini, davacının bedelini istediği 4 adet dairenin satış işleminin, dava dışı yüklenici ... tarafından yapıldığını, davalının, davacının talebi doğrultusunda ...’e satış için vekaletname verdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davaya konu 4 adet bağımsız bölümün satışının, dava dışı yüklenici ... tarafından yapıldığı, tanık olarak dinlenen ...’in de ifade ettiği üzere satış bedellerinin ... tarafından davacıya elden ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm, davacı vekilinin temyizi üzerine; Dairemizin, 16.12.2019 gün ve 2019/4626 Esas, 2019/8685 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
    Davacı vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
    Teoride, başkasına bir hak devreden tarafa inanan, bir hakkı devralan tarafa da inanılan denilmekte, inanılan tarafın elde ettiği hakkı, taraflarca güdülen amaç sona erince veya gerçekleşince inanana ya da üçüncü bir kişiye devretme taahhüdünü taşıyan sözleşmeye de inanç sözleşmesi denilmektedir. Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Tekinay Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 1988, sh.560).
    Yargısal kararlarda ise inançlı işlem, inanılan tarafın elde ettiği hakkı, taraflarca güdülen amaç sona erdikten veya belirli bir süre geçtikten sonra inanana veya üçüncü kişiye devretme taahhüdünü içeren bir anlaşma olarak tarif edilmiştir (HGK, 13.5.1992 gün ve 1992/14-249 E, 1992/323 K).
    İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir. İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “Delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “Tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
    Yargılama sırasında istinabe yoluyla dinlenen tanık ..., davaya konu bağımsız bölümlerin satışına ilişkin talimatı davacıdan aldığını, taşınmazların davalı adına kayıtlı olduğundan satış işlemini, davalı tarafından verilen vekaletname ile yaptığını ve satış sonucu aldığı parayı davacıya elden verdiğini beyan etmiştir. Dosya içerisindeki tapu kayıtlarının incelenmesinde, davaya konu 4 adet bağımsız bölümün, 10.02.2012 tarihli, 1782 yevmiye sayılı kat irtifakı tesisi ile davalı adına tescil edilmiş olup; 7 nolu bağımsız bölümün 18.01.2013 tarihinde 40.000,00 TL bedelle; 8 nolu bağımsız bölümün 21.12.2012 tarihinde 50.000,00 TL bedelle; 12 nolu bağımsız bölümün 14.02.2013 tarihinde 44.000,00 TL bedelle; 18 nolu bağımsız bölümün 21.12.2012 tarihinde 40.000,00 TL bedelle satıldığı, satış işlemini kayden malik olan davalının verdiği yetkiye istinaden ...’in yaptığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacının dayandığı 13.10.2008 tarihli sözleşme ve davalının ikrarlı beyanlarından, 8438 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan dairelerden daha öncesinde davacıya devredilmiş 6 adet daire dışında kalıp da davaya konu olan 4 adet dairenin dacacıya ait olacağı hususunda bir çekişme bulunmamaktadır. Eldeki davada çekişme, 3. kişilere satış suretiyle devredilen 4 adet dairenin bedellerinin davacıya ödenip ödenmediği noktasındadır. Bu durumda davalının, taşınmazların bedelini davacıya ödediğini usuli delillerle ispatlaması gerekmektedir. Hal böyle olunca, mahkemece taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken sadece tek tanık beyanına dayalı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Dairemizce kararın yukarıda belirtilen gerekçeler ile bozulması gerekirken maddi hata sonucu onandığı bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülen karar düzeltme itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda açıklanan gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin, 16.12.2019 gün ve 2019/4626 Esas, 2019/8685 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, kararın açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 03.11.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi