17. Hukuk Dairesi 2014/21120 E. , 2015/7763 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili ve temyize cevap dilekçesiyle davalı ... vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 26.05.2015 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; davanın İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, tasarrufun iptali davalarında HUMK"nun 9 ve devamı maddelerinde düzenlenen yetki kurallarının geçerli olduğu,iptal davalarının ayni değil kişisel hakka dayanan davalar olması nedeniyle dava konusu taşınmaz olsa bile taşınmazlara ilişkin kesin yetki kuralların düzenleyen HUMK"nun 13.maddesinin uygulanamayacağı, bu nedenle yetki itirazının reddedilerek davanın şartları mevcut ise davanın esasının incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yetkisizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı gereğine değinilmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma toplanan deliller ve bozma ilamı doğrultusunda dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından 10.9.2009 tarihli icra takibinden önce 12.11.2008 tarihinde satın alındığı, davalı ..."in kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip
konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda, mahkemece dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından 10.9.2009 tarihli icra takibinden önce 12.11.2008 tarihinde satın alındığı, davalı ..."in kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 21.8.2008 tarihli sözleşmeden doğduğu, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu, 14.5.2012 tarihli 555.000 TL üzerinden kati aciz belgelerinin düzenlendiği, iptali istenen tasarrufun ise takip konusu alacaktan sonra 12.11.2008 tarihinde yapıldığı ve davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içersinde açıldığı anlaşıldığından dava ön koşuları gerçekleşmiştir. Davalı 3.kişi ..."in 6.12.2012 tarihli cevap dilekçesinde davalı borçlu şirket ile şirket sahibi ..."nun ve yine aynı şahsın ortağı olduğu...."nin 2006-2009 yılları arasında avukatlığını yaptığını, dava konusu taşınmazı 120.000 TL bedelle aldığını, satış bedelinin 50.000 TL"sinin tapu devri sırasında, 40.000 TL"sinin 28.9.2009-14.10.2009 tarihleri arasında, bakiyesini de nakit ve cari hesaplaşma sonucu ödediğini belirtmiştir. Davalı 3.kişi ..."in
savunmasından borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından eldeki davanın İİK"nin 280/1 madde gereğince kabulü ile dava konusu tasarrufun davacının alacak ve fer"ileriyle iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26.5.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.