Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/13256
Karar No: 2013/16472
Karar Tarihi: 25.11.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/13256 Esas 2013/16472 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalıdan ziynet eşyalarının iadesini veya bedelinin tahsilini talep eden davacının dava açmadan önce eşya tespiti talebinde bulunduğu ancak daha sonra açtığı davada eşyaların borç ödemesi için satıldığını iddia ettiği ancak iddiasını ispatlayamadığı belirtilmiştir. Ziynet eşyalarının kadının üzerinde ya da evde saklanmasının olağan olduğu ve davalının ziynet eşyasını korumasına terk etmesinin olağan olmadığı ifade edilmiştir. Mahkeme, davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gerekçesiyle Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararını bozmuş ve davaya yeniden bakılması kararlaştırılmıştır. Kararda belirtilen kanun maddeleri Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi ve HUMK.nun 428.maddesidir.
3. Hukuk Dairesi         2013/13256 E.  ,  2013/16472 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Dava; ziynet eşyalarının iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 6. Hukuk Dairesi; davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla karar verilmesini doğru bulmayarak, hükmün bozulmasına karar vermiştir.
    Bozmaya uyan mahkemece davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılmış, düğünde davacıya 4 adet bilezik, 3 adet yüzlük cumhuriyet altını ve 9 adet hediyelik altın takıldığı, bu takılardan 3 adet yüzlük altın ve 4 adet bileziğin düğünden önce yapımı tamamlanan evinin borcu için bozdurulup harcandığının tanık beyanları ile ispatlandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek, 3 adet yüzlük cumhuriyet altını ve 4 adet bileziğin davacıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde, 3 adet cumhuriyet altını karşılığı 1.944,00 TL ve 4 adet bileziğin karşılığı 4.127,760 TL olmak üzere toplam 6.071,760 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden kimseye düşer.
    Hayatın olağan akışına göre olağan olan, ziynet eşyasının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı tarafın zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.

    .../...



    -2-



    Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, davacı kadının ispatlaması gerekir.
    Somut olayda davacı, eldeki davayı açmadan önce eşya tespiti talebinde bulunmuş, 09.10.2008 tarihli tespit dilekçesinde, ziynet eşyalarının mahallinde tespitinin yapılarak kaybolmaması ve satılmaması için tedbiren tarafına teslim edilmesini talep etmiş, 25.11.2008 günü ise eldeki davayı açarak ziynetlerin davalının yaptırdığı evin borcu için harcandığını iddia etmiş, tespit dilekçesindeki beyanı ile çelişmiştir.
    Her ne kadar mahkemece, davacının iddiasını tanık beyanları ile ispat ettiği kanaatine varılmış ise de; beyanı hükme esas alınan tanık Medine; evin düğünden önce yapıldığını, evin borcu için davacıdan para istenildiğini davacıdan duyduğunu beyan etmiş, görgüye dayalı beyanda bulunmamıştır. Beyanı hükme esas alınan diğer tanık .... ise; evin düğünden önce yapıldığını, evin borcu için davalının, kızından altınlarını istediğini, üç adet yüzlük cumhuriyet altını ile dört adet bileziğin kızından alındığını beyan etmiştir. ...."nin beyanı görgüye dayalı olmadığından, tanık...."nin beyanı da davacının annesi olması nedeniyle subjektif olup, başka deliller ile desteklenmediğinden hükme esas alınması doğru değildir. Dosya içeriğinden davacının iddialarını tanık beyanı ile ispat edemediği anlaşılmaktadır.
    Davacı vekili; 20.12.2012 tarihli celsede davalıya yemin teklif etme delilinden vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
    Hal böyle olunca mahkemece; davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi