17. Hukuk Dairesi 2020/1853 E. , 2020/4187 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki dava hakkında ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 18/02/2014 gün ve 2012/417-2014/33 sayılı hükmün Dairemiz’in 27.01.2016 gün ve 2014/24925- 2016/1021 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup, karara karşı davacı vekili tarafından Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluna başvurulması üzerine Anayasa Mahkemesi’nce davacının adil yargılanma hakkı kapsamında karar hakkının ihlal edildiğine karar verilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı ... Sigorta A.Ş. aracılığı ile zorunlu deprem sigortası poliçesi yapıldığını, poliçelerin DASK hesabına düzenlendiğini, ... ilinde 23.10.2011 tarihinde meydana gelen depremde konutunun hasar görmediğini, 26.10.2011 tarihinde konutunu sigortalattığını, ... ilinde 09.11.2011 tarihinde yaşanan 2. depremde konutunun ağır hasar gördüğünü ancak davalının hasarın ilk depremde meydana gelip bu hususun gizlendiği gerekçesiyle ödeme yapmadığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL poliçe bedelinin riziko tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini 109.640,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; açılan davanın kabulüne, 109.640,00 TL tazminatın 09/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemiz’in 27.1.2016 gün ve 2014/24925-2016/1021 sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
1-Hüküm davacı tarafça da temyiz edildiği halde, Dairemizce sehven sadece davalı tarafın temyiz itirazları incelenerek hükmün onanmasına karar verilmiştir. Ancak Dairemiz’in onama kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulabileceği ve miktar itibariyle de karar düzeltme yolu açık olduğu halde, davacı vekilince usulüne uygun tebligata rağmen karar düzeltme yoluna başvurulmadan, tüm iç hukuk yolları tüketilmeden hatta karar düzeltme yoluna başvuru süresi içerisinde doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yoluna başvurulduğu, bireysel başvuru sonrasında da karar düzeltme hakkından feragat edildiği ve Anayasa
Mahkemesi’nce bu husus gözetilmeden karar verildiği görülmektedir. T.C. Anayasası madde 153/1 gereği Anayasa Mahkemesi kararları kesin olup madde 153/6 gereği yargı organlarını bağladığı, maddenin diğer fıkraları büyük ölçüde norm denetiminde verilen iptal kararlarını düzenlerken belirtilen fıkralarda kararlar arasında ayrım yapılmadığından (Göztepe Ece, Bireysel Başvuru Kararlarının Bağlayıcılığı ve İcrası Sorunu ile Kurumsallaşma İhtiyacı, Anayasa Yargısı, C.33, AYM Yayınları, Ankara, 2016, s. 96), dolayısıyla bireysel başvuru sonucu verilen kararlar da kesindir. (İnceoğlu, Sibel, Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru: Türkiye ve Latin Modelleri, On İki Levha Yay., İstanbul, 2017, s. 130) Dairemiz’in 27.1.2016 gün ve 2014/24925- 2016/1021 sayılı onama kararının kaldırılmasına karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde;
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, DASK poliçesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece davanın kabulüne karar verildiği halde, kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hiç hükmedilmemesi doğru değil bozma nedeni ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı H.M.K.nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle Dairemiz’in 27.01.2016 gün ve 2014/24925-2016/1021 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasına 5) nolu bent olarak “5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine takdir olunan 11.171,2 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” bendinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 587 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi gereğince davalı ... (DASK) harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 30/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.