20. Ceza Dairesi 2019/2214 E. , 2019/4950 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARLA
İLGİLİ BİLGİLER:
Mahkeme : İSTANBUL 65. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Hükmün açıklanması suretiyle mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Sanık ve müdafiinin yüzüne karşı 20.11.2014 tarihinde verilen hükmün, 1412 sayılı CMUK"nın 310/1. maddesinde öngörülen yasal süresi içerisinde 24.11.2014 tarihinde sanığın diğer müdafii tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, tebliğnamedeki temyiz isteğinin reddine ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir.
Denetimli serbestlik tedbiri kararına uyulmaması üzerine hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen ve denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işleyen sanıkla ilgili olarak CMK"nın 231/11. maddesi gereğince, açıklanması geri bırakılan hükümde herhangi bir değişiklik yapma imkanı bulunmadığı hükmün ilk şekliyle açıklanması gerektiği halde, 10 ay olarak hükmolunan cezanın hüküm açıklanırken 6.000 TL adli para cezasına çevrilmesi suretiyle CMK"nın 231/11. maddesine aykırı davranılması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1-) Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
a) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse, bu suç nedeniyle tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında, hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına",
b) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”,
Karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
2-) Sanık hakkında denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında, sanığın tebligat adresi olarak bildirdiği adres yerine, bu adrese herhangi bir tebligat yapılmadan, sanığa ait olduğu iddia edilen başka bir adrese çağrı yazısı tebliğ edildiği, bu haliyle usulsüz olan tebligata dayanılarak infaz dosyasının kapatıldığı anlaşılmakla, sanığın, denetimli serbestlik tedbirini ihlal ettiğinden söz edilemeyeceğinden, söz konusu tedbirin infazı için dosyanın yetkili denetimli serbestlik şube müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerektiği halde, tedbirin gereklerine aykırı davrandığı gerekçe gösterilerek, yazılı şekilde sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulması,
3-) Hükmün açıklanmasına neden olan suçların, TCK"nın 86/2 ve 106/1. maddelerinde düzenlenen basit kasten yaralama ve tehdit suçları olması, hükümden sonra 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, sanığa isnat edilen tehdit suçunun da uzlaşma kapsamına alınmış olması nedeniyle TCK"nın 2 ve 7. maddeleri de gözetilerek, uzlaştırma işlemi uygulanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun bu kapsamda tekrar değerlendirilip belirlenmesinde zorunluluk bulunması karşısında, ilgili suçlar yönünden uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hükümler yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, 01.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.