![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2019/63
Karar No: 2021/114
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/63 Esas 2021/114 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 6. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 453-369
Nitelikli yağma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanık ..."in değişen suç vasfına göre nitelikli hırsızlık suçundan TCK’nın 142/1-c, 145 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, tehdit suçundan TCK"nın 106/1-1 ve 62. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, her iki suç yönünden de aynı Kanun"un 53 ve 63. maddeleri uyarınca hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin Kartal 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 21.05.2009 tarihli ve 177-256 sayılı hükümlerin, sanık müdafisi ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 17.11.2014 tarih ve 10116-19742 sayı ile;
"Mağdur ile tanıklar ... ve ..."ın suçun işlenmesinden hemen sonra kolluk görevlilerine yaptıkları başvuruda ve alınan ifadelerinde, sanığın önce eğitim gördükleri okulu sorma bahanesiyle sohbet etmeye başladığını, daha sonra mağdur vermek istemeyince kulağındaki müzik çalar ve kulaklığını zorla çektiğini, geri istediğinde mağdura "Üzerimde bıçak var, sen bunu bana ver, biz bu trenden çok adam attık, öğrencileri hiç sevmem." dediğini, trenden ayrılmadan tekrar eşyasını sorduğunda "Vermiyorum sıkıysa al, zorla mı alacaksın, bıçağım var." şeklinde tehdit ederek yağmaladığını belirttikleri, bu hususun mağdur ve tanıklar tarafından Cumhuriyet savcılığındaki 30.03.2009 günlü anlatımlarında da doğrulandığı ve toplanan kanıtlara göre sanığın mağdura karşı eyleminin yağma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, kanıtların takdirinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hırsızlık ve tehdit suçlarından hüküm kurulması," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararına uyan Yerel Mahkemece 17.12.2015 tarih ve 453-369 sayı ile sanığın yağma suçundan TCK’nın 148/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiş olup, bu hükmün, sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 13.11.2018 tarih ve 2588-6822 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 06.12.2018 tarih ve 21292 sayı ile;
"Yargılamaya ve itiraza konu somut olay incelendiğinde; arkadaşları ile trene binen mağdurun mp3 çalar ile kulağında kulaklık takılı olduğu hâlde müzik dinlemekte olduğunu gören sanığın konuşmak bahanesiyle yanına oturarak mp3 çalar aletini istediği, vermek isetemeyen mağdura karşı bu kez de ölümle tehditte bulunarak mp3 çaları aldığı ve şikâyet üzerine yakalandığı anlaşılmaktadır. Sübutta ihtilaf bulunmayan olayda, çözülmesi gereken sorun sanığın eylemine TCK"nun 150/2. maddesindeki değer azlığı indiriminin uygulanıp uygulanamayacağıdır. Mağdur, alınan beyanında, suça konu mp3 çaları suç tarihinden önce 29 TL"ye satın aldığını ve kulaklığın birinin bozuk olup çalışmadığını ifade etmiş, bilirkişi marifeti ile bir değer tesbiti ise yapılmamıştır.
TCK"nın 150/2. maddesi uygulamalarında; sanıkların yağma suçunun icrası sırasında kastlarını özgüledikleri belirlenebilen bir miktar söz konusu ise ve bu miktar günün ekonomik koşullarına göre, değer azlığı kapsamında mütalaa edilebilecek ise, madde hükmü uygulanabilecektir. Değer azlığına ilişkin Yasa koyucunun belirlediği somut bir miktar veya Yüksek Yargıtay"ın önceki Kanun zamanında olduğu gibi yıllara göre değişen önceden tespit edilen miktarlar bulunmamakta olup olayın özelliğine göre belirlenmesi tercih edilmiştir. Somut olayımızda, sanık çocuk olan mağdurdan sadece kullanılmış mp3 çaları istemiş ve onu almakla yetinerek para veya başkaca bir eşya alma veya üzerini arama fiilinde bulunmamıştır. Yüksek Yargıtay 6. Ceza Dairesinin başka bir dosyadaki temyiz incelemesi sırasında 03.03.2016 tarihli, 2013/28979 esas, 2016/1500 karar sayılı kararında 6 adet birayı 150/2. maddesi kapsamında değerlendirerek 150/2. maddesinin uygulanmaması gerekçesiyle Yerel Mahkeme kararını bozduğu görülmektedir. Yine Yüksek Ceza Genel Kurulunun 24.02.2015 tarih, 2013/817 esas ve 2015/14 karar sayılı kararında da teşebbüs aşamasında kalan eylemde tehditle 20 TL para isteyen sanığın eylemine 150/2. maddesinin uygulanacağına hükmedilmiştir.
Bu sebeplerle; sanık lehine TCK"nın 150/2. maddesinin uygulanması gerektiği," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 6. Ceza Dairesince 22.01.2019 tarih ve 3767-214 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İnceleme dışı sanık...hakkında yağma suçundan verilen beraat kararı Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanık hakkında yağma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK’nın 150. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Mağdurun 26.03.2009 tarihinde saat 16:00 sıralarında okuldan çıkarak evine gitmek üzere arkadaşları olan tanıklar Cenk ve Gültekin ile birlikte Osman Gazi Tren İstasyonundan trene bindiği, tren Kaynarca"ya doğru hareket ettikten sonra mağdur ve arkadaşlarının yanına gelerek oturan sanığın, mağdur ile konuşmaya başladığı, mağdurun kendisine ne iş yaptığını sorması üzerine de "Hiç bir iş yapmıyorum, sizin gibilerden geçiniyorum." diyerek mağdurdan kulağında takılı olan müzik çaları istediği, mağdurun müzik çalarını vermek istememesine rağmen kulağından çekerek zorla aldığı, mağdurun geri istemesi üzerine de "Ben rüyamda gördüm, sen bunu bana hediye ediyordun, et ki rüyam gerçekleşsin." dediği, mağdurun ısrarla istemeye devam etmesi üzerine de sanığın bu kez başka koltukta oturan inceleme dışı sanık..."ü gösterip onun talimatı ile hareket ettiğini, trenden çok adam attıklarını ve müzik çaları vermeyeceğini, sıkıysa almasını, zorla mı alacağını, bıçağı olduğunu söyleyerek mağduru tehdit ettiği iddiası ile kamu davası açıldığı,
"Tutanaktır" başlıklı tarihsiz yazıda; mağdurun 26.03.2009 tarihinde saat 16.28 civarlarında Kaynarca İstasyonu güvenlik görevlisine giderek ismini sonradan öğrendikleri sanık ..."in, müzik çalarını zorla gasp ettiğini söyleyip şikâyette bulunduğu, Kaynarca güvenlik birimi tarafından Pendik güvenlik biriminin aranarak şahsın eşkal bilgilerinin verildiği, bunun üzerine aranan trende sanığın suça konu müzik çalarla beraber alınarak polise teslim edildiği,
26.03.2009 tarihli "olay, muhafaza altına alma, takdiri kıymet, teslim, canlı teşhis ve C. savcısı ile görüşme tutanağı"ndan; Pendik Tren İstasyonundaki gasp olayına karışan iki şahsın yakalandığının anons edilmesi üzerine tren istasyonuna gidildiği, güvenlik görevlisinin, sanığın üzerinde mağdura ait müzik çaların bulunduğunu belirterek sanığı kendilerine teslim ettiği, mağdura suça konu müzik çalar gösterildiğinde bunun değerinin 29 TL olduğunu belirttiği ve müzik çaların muhafaza altına alındığı hâliyle mağdura teslim edildiği, aynı yaş grubunda olan şahıslar arasına konulan sanık ..."in, mağdur ile tanıklar Gültekin ve Cenk tarafından kesin olarak teşhis edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Mağdur ... soruşturma aşamasında; 26.03.2009 tarihinde okuldan çıkarak Kaynarca"da bulunan evine gitmek üzere tanıklar Cenk ve Gültekin ile birlikte trene bindiklerini, önceden tanımadığı sanık ..."in yanlarına geldiğini, bu sırada kendisinin müzik çalarından müzik dinlediğini, sanığın konuşmaya başladığını, kendisini "Ahmet" olarak tanıttığını ve 25 yaşında olduğunu söylediğini, ne iş yaptığını sorduğunda da "Hiç bir iş yapmıyorum, sizin gibilerden geçiniyorum." diyerek kulağında takılı bulunan müzik çalarını istediğini, vermek istemeyince zorla kulağından çıkararak aldığını, müzik çalarını geri istediğinde de "Ben rüyamda gördüm, sen bunu bana hediye ediyordun, et ki rüyam gerçekleşsin." dediğini, tekrar istemesine rağmen sanığın müzik çalarını iade etmediğini ve trende oturmakta olan inceleme dışı sanığı göstererek "Üzerimde bıçak var, sen bunu bana ver, biz trenden çok adam attık, öğrencileri hiç sevmem." dediğini, bu sırada daha önceden tanımadığı sanığın arkadaşı olan inceleme dışı sanık..."ün başka bir koltukta oturduğunu, ancak..."ün kendilerine karşı herhangi bir konuşması veya fiili hareketi olmadığını, Kaynarca İstasyonuna geldiklerinde tanıklarla beraber trenden indiklerini, sanığın da kendileriyle birlikte trenden indiğini, sanıktan müzik çalarını tekrar geri istediğini ancak sanığın "Vermiyorum, sıkıysa al, zorla mı alacaksın?" dediğini, sanığın daha önceki konuşmasında kendisinde bıçak olduğunu da söylediğini, bu konuşmadan sonra sanığın müzik çalarıyla birlikte tekrar trene binerek uzaklaştığını, bu durumu tren istasyonundaki yetkililere bildirdiğini, müzik çalarının karakolda kendisine iade edildiğini, teşhis tutanağının doğru olduğunu, sanıktan davacı ve şikâyetçi olduğunu, uzlaşmak istemediğini,
Mahkemede; olay günü akşamı okuldan tren ile dönerken yanında tanıklar ve bir tane daha arkadaşının olduğunu ancak bu kişinin olayı fark etmediğini, sanığın yanlarına gelerek kendileriyle muhabbet etmeye başladığını, bu sırada kendisinin müzik çalardan müzik dinlediğini, sanığın nerede okuduklarını sorduğunu, kendilerinin de cevap verdiklerini, daha sonra sanığın kendisinden müzik çalarını istediğini, öncelikle vermek istemediğini ancak daha sonra kendisinden daha yaşlı olduğundan dolayı sanığı dinleyip, iade edeceği düşüncesiyle müzik çalarını verdiğini, müzik çalarını geri istediğinde ise sanığın "Bunu bana hediye et!" dediğini, kendisinin ise "Seni tanımıyorum, niye hediye edeyim?" diye cevap verdiğini, sanığın müzik çalarını iade etmediğini, tren durunca trenden indiklerini, bu sırada sanığın "Sizi trenden atarım." gibi herhangi bir tehdit edici söz söylemediğini, sorulduğunda; savcılıktaki ifadesinin doğru olduğunu, sanığın tanışmalarından sonraki muhabbetleri sırasında trenden birilerini attığı yönünde konuşmalar yaptığını, ancak bu konuşmaları laubali şekilde yaptığından ona inanmadıklarını, ilk başta sanığı şikâyet etme niyetinin olmadığını ancak bir arkadaşının şikâyet etmesini söylemesi üzerine bu durumu güvenlik görevlilerine bildirdiklerini, bir süre önce 29 TL"ye satın aldığı suça konu müzik çalarının pahalı bir şey olmadığını, hatta kulaklığının tekinin de bozuk olduğunu, sanıktan şikâyetçi olmadığını ve davaya katılmak istemediğini,
Tanıklar ... ve ... soruşturma aşamasında; 26.03.2009 tarihinde mağdur ile birlikte okuldan çıkarak evlerine gitmek üzere trene bindiklerini, Kaynarca"ya doğru hareket ettikleri sırada daha önceden tanımadıkları ve olay nedeniyle ismini öğrendikleri sanık ..."in yanlarına gelerek oturduğunu ve konuşmaya başladığını, bu sırada müzik çalarını dinleyen mağdurun sanığa ne iş yaptığını sorduğunu, sanığın "Hiç bir şey yapmıyorum, sizin gibilerden geçiniyorum." diye cevap verdiğini ve mağdurdan müzik çalarını istediğini, mağdurun vermemesi üzerine onun kollarından tutarak zorla kulağından müzik çaları aldığını, mağdurun geri istemesine rağmen müzik çaları iade etmediğini, sanığın yanında bulunan ve olay nedeniyle ismini öğrendiği inceleme dışı sanık..."ün arka koltukta oturup olayı takip ettiğini ancak herhangi bir şey söylemediğini ve fiili bir şey yapmadığını, mağdur müzik çalarını tekrar geri isteyince sanığın "Mp3"ü vermiyorum, zorla mı alacaksınız, biz trenden çok adam attık, sizi de trenden atarız, üzerimizde bıçak var." şeklinde tehdit sözleri söylediğini, trenin diğer tarafında oturan arkadaşını göstererek onun talimatı ile hareket ettiğini belirttiğini, Kaynarca"ya geldiklerinde trenden indiklerini, sanığın da kendileriyle birlikte trenden indiğini, ..."ün ise inmediğini, mağdurun, müzik çalarını tekrar istediğini, sanığın ise "Vermiyorum, sıkıyorsa al, zorla mı alacaksın?" dediğini ve daha sonra hareket eden trene binerek uzaklaştığını, teşhis tutanağının doğru olduğunu,
Tanık ... Mahkemede; olay günü mağdurun oturduğu koltuğun çaprazında oturduğunu, sanığın mağdurdan müzik çalarını istediğini, onun da verdiğini, Kaynarca İstasyonuna yaklaştıklarında mağdurun müzik çalarını geri istediğini, sanığın ise vermediğini, kendisi biraz çaprazda oturduğundan sanığın mağdura karşı tehdit edici sözler söyleyip söylemediğini duymadığını, daha sonra Kaynarca İstasyonunda indiklerini ve durumu yetkililere bildirdiklerini, çelişki nedeniyle sorulunca; sanık ile mağdur arasındaki konuşmaların bir kısmını duyduğunu, daha önce muhabbet esnasında sanığın trenden adam attığı şeklinde sözler söylediğini duyduğunu, şimdiki ifadesinin doğru olduğunu,
Tanık ... Mahkemede: olay günü okuldan çıkmış trenle evlerine giderken sanık ...’in yanlarına gelerek kendileriyle muhabbet etmeye başladığını, o sırada müzik dinleyen mağdurdan müzik çalarını istediğini, inecekleri sırada mağdurun geri istediği müzik çaları sanık ...’in iade etmediğini, kendilerinin de kargaşa çıkmasın diye trenden indiklerini, önceki ifadesinde bahsi geçen konuşmaların daha Kaynarca Tren İstasyonuna gelmeden gerçekleştiğini,
İnceleme dışı sanık... Erten soruşturma aşamasında; olay günü sanık ... ile beraber Gebze"den trene bindiklerini, babadan kalma evinin kirasını almak için Topselvi"ye doğru gittiklerini, iki durak sonra sanığın yanından kalkıp daha sonradan trene binen mağdur ile tanıkların arasına oturduğunu ve onlarla sohbet ettiğini, bu kişilerin birisinde müzik çalar olduğunu, aralarında müzik çalar muhabbeti yaptıklarını, sanığın müzik çaları onlardan alarak müzik dinlediğini ve kulaklığının birinin bozuk olduğunu söylediğini, mağdur ve tanıkların Kaynarca"da indiklerini, müzik çaların ise sanıkta kaldığını, sanığın tekrar yanına gelerek oturduğunu, müzik çaların kulaklığının bozuk olduğunu ve pil yerinin kırık olduğunu söylediğini, kendisinin de "Bozuk şeyi ne yapacaksın, sen bana ver, ben onu çocuğuma götüreyim oynasın." dediğini, sanığın tamir edeceğini söylediğini, mağdur ve tanıkların yanına oturan sanık ile aralarında 1 metre mesafe bulunduğunu, fakat tren kalabalık olduğu için aralarında ne konuştuklarını duymadığını, kendisinde bıçak olmadığını, sanığın mağdur ve tanıklara kendisinde bıçak olduğunu söylediğini de duymadığını, sanığı suça azmettirmediğini ve atılı suçu işlemediğini,
Tutuklama talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; olayda hiç bağırma, kavga ve gürültü olmadığını, mağdur ve tanıkların ellerinde müzik çalar bulunduğunu, onun da bozuk olduğunu,
Mahkemede ise; sanık ile tren yolculuğu yaptıkları sırada Osmangazi İstasyonundan trene dört öğrencinin bindiğini, kendisinin cam kenarında oturup onlarla ilgilenmediğini, sanığın, üzerilerindeki üniformalardan dolayı bu öğrencilerin kendi semtindeki okulda öğrenci olduklarını anladığını söyleyerek bu kişilerin yanına gittiğini ve onlarla konuşmaya başladığını, kendisinin herhangi bir şekilde onların konuşmalarına katılmadığını,
İfade etmişlerdir.
Sanık ... müdafisi huzurunda Cumhuriyet Başsavcılığında; arkadaşı olan inceleme dışı sanık... ile birlikte Gebze"den trene binerek Topselvi"ye doğru gittikleri sırada okul kıyafetlerinden mahallelerinde bulunan Ülkü Yalçın Anadolu Lisesinde öğrenci olduklarını anladığı mağdur ve tanıkların yanına oturarak onlarla sohbet ettiğini, müzik çaları olan mağdura "Bunu bana hediye eder misin? Arkadaşımın çocuğuna vereceğim." dediğini, ancak mağdurun vermek istemediğini, kendisinin de "Yanlış anlama arkadaşımın çocuğuna vereceğim." diye söyleyince mağdurun müzik çaları verdiğini ve geri istemediğini, kendisinin "Sizi trenden atarım, MP3 istemeyin!" ve arkadaşını göstererek "Bak onda bıçak var!" demediğini, Kaynarca Tren İstasyonunda mağdur ve tanıklarla birlikte inerek onlarla tokalaştığını ve trene geri bindiğini, ... ile birlikte Pendik istasyonunda indiklerini, Pendik"te inince elindeki müzik çaları çocuğuna götürmek üzere..."e verdiğini, mağdur ve tanıkların teşhislerini kabul ettiğini, trende bulunan kişilerin kendilerinin olduğunu,
Tutuklama talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde; olay günü inceleme dışı sanık... ile birlikte trende yolculuk yaptıkları sırada trene dört lise öğrencisinin bindiğini, üzerlerindeki kıyafetlerden mahallesinde bulunan okulun öğrencisi olduklarını anladığı mağdur ve tanıklarla muhabbet etmeye başladıklarını, gülüşüp eğlendiklerini, müzik çaları zorla almadığını, müzik çaları..."ün çocuğu için istediğini ve böyle konuştuklarını, bunu..."ün de duyduğunu, Kaynarca"ya geldiklerinde kendisinin de mağdur ve tanıklarla birlikte inerek selamlaştığını ve tekrar trene bindiğini, "Trenden atarım, arkadaşımda bıçak var!" demediğini,
Mahkemede ise; suçlamayı kabul etmediğini, inceleme dışı sanık..."ün arka koltukta, kendisinin ise mağdurun yanında oturduğunu, mağdurla muhabbet ettiklerini, muhabbet sırasında mağdurda bulunan müzik çaları istediğini, mağdurun da kendi isteği ile verdiğini, iddia edildiği gibi mağduru tehdit etmediğini ve zorla müzik çalarını almadığını, zaten semtlerinde oturduğundan dolayı mağduru tanıdığını, Sulh Ceza Mahkemesindeki ifadesinin tutanağa eksik geçmiş olduğunu, müzik çaları alması için..."ün herhangi bir şey söylemediğini ancak onunla konuştukları sırada oğlu için bir müzik çalar almak istediğini söylediğini, kendisinin de muhabbet esnasında mağdurdaki müzik çaları görünce istediğini, onun da verdiğini,
Savunmuştur.
Yağma suçu TCK"nın 148. maddesinde;
"1-Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2- Cebir veya tehdit kullanılarak mağdurun, kendisini veya başkasını borç altına sokabilecek bir senedi veya var olan bir senedin hükümsüz kaldığını açıklayan bir vesikayı vermeye, böyle bir senedin alınmasına karşı koymamaya, ilerde böyle bir senet hâline getirilebilecek bir kağıdı imzalamaya veya var olan bir senedi imha etmeye veya imhasına karşı koymamaya mecbur edilmesi hâlinde de aynı ceza verilir.
3-Mağdurun, herhangi bir vasıta ile kendisini bilmeyecek ve savunamayacak hâle getirilmesi de, yağma suçunda cebir sayılır." şeklinde düzenlenmiştir.
Yağmanın temel şeklinin düzenlendiği TCK"nın 148. maddesinin birinci fıkrası uyarınca; kişinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceği ya da mal varlığı bakımından büyük bir zarara uğratılacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak, bir malı teslime veya alınmasına karşı koymamaya mecbur bırakılması yağma suçunu oluşturur. Suç anılan değerlere yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit veya cebir kullanılması suretiyle gerçekleşir.
Yağma; başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malın, zilyedin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir veya tehdit kullanmak suretiyle alınması olduğundan “zor yoluyla hırsızlık”, bir kişiye karşı kullanılan icbar araçlarıyla haksız bir menfaat elde etmek şeklinde de tanımlanmıştır. Hırsızlık ile yağma suçları aynı ortak unsurlara sahip olup ayrıldıkları tek nokta ya da başka bir deyişle yağmanın, hırsızlığa oranla sahip olduğu ilave unsur, malı almak için cebir veya tehdit kullanılmasıdır.
Yağma suçu amaç ve araç hareketlerden oluşan bir suçtur. İlk önce almayı gerçekleştirmek için araç hareketler olan cebir veya tehdit kullanılır, sonrasında bu cebir ve tehdidin etkisiyle malın alınması veya tesliminin sağlanması ile suç tamamlanır.
Yağma, tehdit veya cebir kullanma ile hırsızlık suçlarının bir araya gelmesiyle oluşmuş bileşik bir suç olduğundan birden çok hukuki değeri korumaktadır. Kendisini oluşturan suçların korudukları hukuki değerler olan kişi hürriyeti, vücut dokunulmazlığı, zilyetlik ve mülkiyet yağma suçunun da koruduğu hukuki değerlerdir.
TCK’nın 150. maddesinin ikinci fıkrasında; "Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilir." hükmü yer almakta iken, anılan fıkra 29.06.2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanun"un 17. maddesi ile; "Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir." şeklinde değiştirilmiştir.
Fıkranın ilk hâli ile yağma suçlarında, konu değerin azlığı nedeniyle hâkime cezada indirim yapma zorunluluğu getirilmiş, daha sonra yapılan değişiklikte ise indirim yapıp yapmama konusunda hâkime takdir yetkisi tanınmıştır.
TCK"nın 150. maddesinin ikinci fıkrası, yağma suçunun konusunu oluşturan değerin az olmasını temel almaktadır. Değer azlığı ile kanun koyucu tarafından neyin kastedildiği, tereddütleri önleyecek biçimde açıklığa kavuşturulmamış, rakamsal bir sınırlandırma getirilmemiş fakat hâkime, yargılama konusu maddi olayla ilgili olarak takdir ve değerlendirme yetkisi tanınmıştır. Hâkim, gasp edilen veya gasp edilmeye kalkışılan şeyin değerinin azlığını ceza indirimi yapmakla değerlendirebilecektir.
5237 sayılı Kanun"un 150. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasında, 765 sayılı TCK’nın 522. maddesinde öngörülen "hafif" ya da "pek hafif" kavramlarıyla irtibatlı bir yoruma girilmemeli, Yargıtaydan anılan maddenin uygulanması sürecindeki içtihatlarına paralel şekilde yıllık değer ölçülerini belirlemesi beklenmemelidir.
Hâkim, bu değerlendirmenin yanı sıra her somut olayda, olayın özelliklerini dikkate alacak, TCK’nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere "işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı" olacak şekilde ceza adaletini sağlayacaktır. Görüldüğü gibi, madde ile getirilen sistem, sadece malın değerinin objektif ölçütlere göre belirlenerek cezadan indirim yapılmasından ibaret değildir. Olayın özelliği her somut olayda değerlendirmeye konu edilecek, meydana gelen haksızlığa faili iten etkenler ve bu haksızlığın mağdur üzerindeki etkileri de gözetilerek, indirim yapıp yapmama konusunda takdir kullanılacak ve maddenin uygulanıp uygulanmamasına ilişkin gerekçe kararda gösterilecektir.
Buna karşılık maddenin uygulanmasındaki en önemli ölçüt, şüphesiz değer ölçüsüdür. Ölçüye konu edilmesi gereken değer ise, fiilen gasp edilen olmayıp, eylem kastına dahil edilen olmalıdır. Bu değerin ise "indirim yapılmasını haklı kabul ettirecek" düzeyde az olması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Mağdurun 26.03.2009 tarihinde saat 16.00 sıralarında okuldan çıkarak evine gitmek üzere tanıklar Cenk ve Gültekin ile birlikte Osman Gazi Tren İstasyonundan trene bindiği, tren Kaynarca yönüne doğru hareket ettikten sonra sanığın, mağdur ve tanıkların yanına gelerek konuşmaya başladığı, mağdurun kendisine ne iş yaptığını sorması üzerine "Hiç bir iş yapmıyorum, sizin gibilerden geçiniyorum." diyerek mağdurdan, kulağında takılı olan müzik çaları istediği, mağdurun müzik çalarını vermek istememesine rağmen kulağından çekerek zorla aldığı, mağdurun geri istemesi üzerine de "Ben rüyamda gördüm, sen bunu bana hediye ediyordun, et ki rüyam gerçekleşsin." dediği, mağdurun ısrarla istemeye devam etmesi nedeniyle de "Üzerimde bıçak var, sen bunu bana ver, biz trenden çok adam attık, öğrencileri hiç sevmem." diyerek mağduru tehdit ettiği olayda; mağdurun suça konu müzik çaları bir süre önce 29 TL"ye satın aldığını, müzik çalarının pahalı bir şey olmadığını ve kulaklığının tekinin de bozuk olduğunu beyan etmesi, sanığın mağdurdan suça konu müzik çalar dışında herhangi bir talepte bulunmayarak kastını sadece müzik çaları almaya özgülemesi, yağmalanan müzik çaların değerinin objektif olarak az olması ve söz konusu eylemin mağdurun üzerinde ağır bir etki yarattığına dair dosyaya yansıyan herhangi bir bulgunun olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında yağma suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hâlinin düzenlendiği TCK’nın 150. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma koşullarının oluştuğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Ceza Genel Kurulu Üyesi ...; "Sanığın işlemiş olduğu yağma suçunda, suça konu müzikçalar ve kulaklığın mağdur beyanına göre 29 TL olup suç tarihi itibarıyla hafif bir miktar olmadığı, günümüz koşullarında bu rakamın 80-100 TL civarında olduğu bu nedenle pek hafif sayılamayacağı, ayrıca sanığın toplu taşıma aracı olan tren içinde sadece zevk için bu müzikçaları aldığı, bu durumda TCK 150/2 md. hakime bir takdir hakkı verdiği, burada indirilebilir ibaresinin, bu indirimin istisnai olup sanığın kişiliği ve suçun işleniş şeklindeki özellikler dikkate alınarak yapılabileceği, olayımızda ise sanığın tamamen keyfi olarak sırf beğendiği için bir toplu ulaşım aracı içinde, değeri pek de hafif olmayan müzikçalar ve kulaklığı yağma etmesinde lehine olarak indirim yapmayı gerektirecek bir sebep olmadığı kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun TCK 150/2 md. nin olayda uygulanması gerektiğine dair görüşüne katılmıyorum." düşüncesiyle,
Çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi de; benzer gerekçelerle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 13.11.2018 tarihli ve 2588-6822 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.12.2015 tarihli ve 453-369 sayılı hükmünün, sanık hakkında yağma suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hâlinin düzenlendiği TCK"nın 150. maddesinin 2. fıkrasının uygulanma koşullarının oluştuğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 16.03.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.