Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1665
Karar No: 2011/2191
Karar Tarihi: 14.04.2010

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/1665 Esas 2011/2191 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/1665 E.  ,  2011/2191 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine ve ... aralarındaki dava hakkında Finike Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.07.2008 tarih ve 302/202 sayılı hükmün Dairenin 22.11.2010 gün ve 4053/5548 sayılı ilâmiyle onanmasına karar verilmişti. Davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili taraflarından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı tarafından, davalı Hazine ve ... aleyhine açılan tescil davasının kabulüne ilişkin hüküm davalı Hazine ve Belediye vekillerinin temyizi üzerine Dairece onanmıştı. Davalı Hazine ve ... vekilleri ayrı ayrı süresinde vermiş oldukları karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen nedenlerle onama kararının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulmasını istemişlerdir.
    Davacı vekili, satın alma ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik nedenlerine dayanarak dava dilekçesinde sınırları gösterilen yaklaşık 2700 m2"lik taşınmaz bölümünün vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan Alakır çay yatağı olduğunu, imar-ihya ve zilyetlikle kazanılamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuş, Hazine adına tescilini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 05.06.2007 günlü krokide A harfiyle gösterilen 2656,92 m2 yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine ve Belediye vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17.maddeleri uyarınca tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz 1966-1967 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, Alakır Çayı yatağı olması nedeniyle tespit dışı bırakılmıştır. Mahkemece kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiği görüşünden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Yerel bilirkişi ve tanıklar, tescil konusu yerin Abdullah Çetin isimli kişiye ait olduğunu, 1985 yılında satış yolu ile davacıya devredildiğini, 20 yıldan fazla süre davacı tarafından tasarruf edildiğini bildirmişler, ziraatçı uzman bilirkişi öncesi bataklık ve sazlık olan bu yerin zaman içerisinde gerek imar-ihya ve gerekse çeşitli kurum ve kuruluşların ıslah çalışmaları sonucu taban suyu sorunu kısmi olarak çözümlenip verimli tarım arazisi haline getirildiğini belirtmiş, jeolog uzman bilirkişi tescil konusu taşınmazın Alakır Çayının etki alanında kalmayan yerlerden olduğunu açıklamıştır. Taşınmazın öncesi itibariyle sazlık ve bataklık yerlerden olduğu uzman bilirkişiler tarafından açıklanmakla birlikte bu yön gereği gibi araştırılmamıştır.
    Gerçekten bu yer öncesi itibariyle sazlık ve bataklık bir yer ise, her ne suretle olursa olsun 5516 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkındaki Kanun Hükümlerine uyulmadan yapılan kurutma, imar ve ihya sonucu böyle bir yerin kazanılması mümkün olmaz. 5516 sayılı Kanun 2.5.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5637 sayılı Kanunun 1. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Ne var ki, dava bu tarihten önce 25.9.2006 tarihinde açılmış bulunduğundan o tarihte henüz 5516 sayılı kanun yürürlüktedir. Her dava açıldığı tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulur. Bu nedenle, olayın çözümünde 5516 sayılı Kanun hükümlerinin göz önünde tutulması gerekmektedir. Anılan Kanunun 1. maddesinde; “Belediye hudutları dışında olup, Devletin hüküm ve tasarrufu altında sahipsiz bulunan bataklık ve bataklık mahiyetinde göl ve su birikintileri herhangi bir suretle kurutulduğu taktirde bu kurutmadan hasıl olan arazi, aşağıdaki hükümlere göre kurutanlar namına tescil olunur,” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 2, 3, 4, 5 ve 6. maddeleri ile devamı maddelerinde kurutmanın hangi yöntem ve esaslara göre yapılacağı ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır. Bataklık ve sazlık olan bir yer ancak ve ancak sözü edilen kanun hükümleri uyarınca yapılan kurutma sonucu elde edilebilir. Uyuşmazlık konusu olayda bu kanun hükümlerine göre bir kurutmanın olup olmadığı mahkemece araştırılıp belirlenmesi gerekir. Aksi halde az yukarıda da açıklandığı üzere bataklık ve sazlıklar TMK.nun 715. maddesi uyarınca Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan özel mülkiyete konu olmayan ve TMK.nun 999. maddesi uyarınca da tapuya tescili mümkün bulunmayan yerlerden olduğundan kazanmayı sağlayın zilyetlik ve imar ihya yoluyla edinmeleri mümkün değildir. (ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunun m. 16/c) Yapılacak araştırma ve inceleme sonucu taşınmazın bataklık ve sazlık yerlerden olmadığının saptanması, imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun anlaşılması halinde ise 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi uyarınca imar ve ihya koşullarının araştırılıp belirlenmesi zorunludur.
    Diğer yandan taşınmazın bulunduğu yerde çeşitli kurumların ıslah çalışmaları yaptığı ileri sürülmüştür. Gerek bu çalışmalar gerekse Alakır Çayı üzerinde 1963 yılında yapımı tamamlanan baraj nedeniyle herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığının usulüne uygun olarak araştırılması, civarında bulunan parsellere ilişkin dayanak kayıtların getirtilmesi ve nizalı yönün ne olarak gösterildiğinin tespiti, taşınmazın niteliği hakkında yeniden yerel bilirkişi ve tanıkların bilgisine başvurulması, taşınmaz sazlık ve bataklık bir yer ise yukarıdaki açıklamalar gözönünde tutularak böyle bir yerin kazanılamayacağının düşünülmesi, aksi taktirde Kadastro Kanununun 17.maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği üzerinde durulması, özellikle aynı maddenin son fıkrasındaki imar planına ilişkin koşulun araştırılması, deliller eksiksiz olarak toplandıktan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekmektedir.
    Bundan ayrı; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Anılan hüküm gözönünde tutularak 26.07.1972 tarihinden sonra davacı adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden, açılmış dava olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken mahkemece bu husus araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken onandığı karar düzeltme isteği sonucu yapılan incelemeyle belirlenmiş olduğundan, davalı Hazine ve davalı ... vekillerinin karar düzeltme isteklerinin kabulüne, Dairenin maddi hataya dayalı 22.11.2010 gün 4053 Esas, 5548 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA ve 53,80 TL peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen Belediye Başkanlığına iadesine iadesine 14.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi