9. Hukuk Dairesi 2017/13713 E. , 2020/666 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren şirkette 15.06.2007 tarihinden itibaren mağaza yöneticisi olarak 12.06.2014 tarihine kadar çalıştığını, aynı mağazada çalışmakta olan mağaza master elemanı ..."ın bütün sosyal haklarını talep ederek ayrılmak istediğinde işveren şirketin bunu onaylamadığını, mağaza müdürü ... ile bölge sorumlusu ..."ın müvekkilini çağırarak master elemanı ..."ın istifasını almasını istediğini, müvekkilinin "ben hiçbir personelin istifasını haksız yere alamam bu vebalı kabul etmiyorum" diyerek master elemanının istifasını almayı kabul etmediğini, bu olaydan sonra müvekkiline değişik sebeplerle psikolojik baskı uygulandığını, 11.06.2014 tarihinde bölge sorumlusu ..."ın mağaza satışını arttırmak için müvekkiline toplu satış yapabileceğini bildirdiğini, bu nedenle 11.06.2014 tarihinde toplu olarak çay ve şeker satışının prosedüre uygun satış fiyatından yapıldığını, 12.06.2014 tarihinde bölge müdürü ... ve bölge sorumlusu ..."ın saat 17:00 sıralarında mağazaya gelerek müvekkiline "toplu satış yapmışsın" diyerek savunmasını istediklerini, 12.06.2014 tarihinde rahatsızlığı nedeniyle 10 gün rapor aldığını, raporlu olduğu dönemde bölge sorumlusunun bir gün çalışmasını istemesi üzerine çalışmak zorunda kaldığını, işveren yetkilisi şahısların kötü niyetli olarak "sen raporlu olduğu halde işe geliyorsun" diyerek mağazadan kovduklarını, iş akdinin bu şekilde haksız olarak sona erdirildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının mağaza yöneticisine haber vermeksizin indirimli fiyat uygulayarak satış yapıldığını, davacının 12.06.2014-22.06.2014 tarihleri arasında geçici iş göremezlik raporu olduğu halde çalışmasının sakıncalı olduğunun kendisine bildirildiğini, buna rağmen mağazada bulunduğunu, ..."a yönelik hakaret ve tehditte bulunduğunu, geçici iş göremezlik raporu bitimi akabinde iş akdinin İş Kanununun 25/ II-d-e maddeleri uyarınca haklı nedenle sona erdirildiğini bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatı hakkı doğmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dosyaya davalı tarafça sunulan olayın görüntülerine ait kayıtların sesli olmaması ve duruşmada dinlenen tanık ... ve ..."ın arasında geçen konuşmanın konusunun anlaşılamaması, ayrıca davalı tarafça tanık olarak dinletilen ... ile ... ’ın davacının iş akdinin feshine neden olarak gösterilen olayda olayın tarafı olan kişi oldukları anlaşılmakla bu tanıkların beyanlarına da itibar edilmediği, bu nedenlerle davalı tarafın feshe dayanak yaptığı olayın gerçekleştiğine dair yeterli vicdani kanaate ulaşılamadığı, işçinin iş akdinin kıdem ve ihbar tazminatının ödenmeyecek şekilde feshedildiğinin ispat yükünün davalıda olduğu, davalının da bunu ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği, dolayısı ile davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-d maddesi uyarınca, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene, aile üyelerinden birine veya işverenin diğer bir işçisine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır. Maddede işçinin işverenin diğer bir işçisine sataşmasının haklı neden olacağı açıkça belirtilmiştir. Sataşma niteliğindeki davranışlar tehdit ve hakaret içeren sözler söyleme, etkili eylem (darp)da bulunma gibi davranışlar olarak ortaya çıkar. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek geçerli fesih nedenidir.
Somut uyuşmazlıkta; dosya içeriğinde yer alan durum tespit tutanağı, fesih konusu olaya ilişkin fotoğraflar ile tutanak tanığı ...’ın tutanağı doğrulayan beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının amiri konumunda olan ...’ın üzerine yürüyerek fiziksel temasta bulunduğu, davalı işveren tarafından sataşmaya dayalı olarak yapılan feshin haklı olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenle şartları bulunmayan kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile taleplerin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
3- 4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Dosya içeriğine göre, davacının son ay ücret bordrosunda brüt 4.830,55 TL yıllık izin ücreti tahakkuku yer aldığı, yapılan tahakkukun net karşılığının bankadan 04.07.2014 tarihinde ödendiği ve bakiye yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre Mahkemece davacının yıllık izin ücreti talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, talebin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.