10. Hukuk Dairesi 2014/4161 E. , 2015/1267 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
22.05.2005 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalıdan tahsili istemi ile açılan bu davada; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de; verilen kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye tabi olduğu anlaşılmaktadır.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan Yasada, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Yasaların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı sonucu davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. ve 87. maddeleridir.
506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki sorumluluğun kusur sorumluluğuna dayandığı dikkate alındığında kusur raporlarının 506 sayılı Yasanın 26., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan
./...
her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır.İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalı, ayrıca sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumlularına karşı açılan tazminat davasında alınan kusur ve hesap raporu, rücu davası yönünden bağlayıcı olmayıp, kesinleşmesi halinde güçlü delil niteliğinde sayılmalıdır.
Eldeki davada, davalı ...ile 08.12.2004 tarihinde yapılan sözleşmeye göre davadışı .... otel işletmesinde yapılan tüm dış çevre ve ahşap yapılarının yenilenmesi işinin üstlenildiği, kaza olayının ise Kurum teftiş raporu ile oradaki işveren, kazalı ve tanıklarının ifadesine göre, davalı ..."ye ait otel inşaatı işyerinde meydana geldiği, kazalı hakkında yapılan sigorta bildirimlerinin, aslen ...."ye ait otel inşaatı işyerinden değil de, ....ye ait...şletmesinden aracı koduyla yapıldığı, kaza olayının ise sigortalının elindeki kesme makinesinin kesici uçlarının yukarı kalkması nedeniyle parmaklarının yaralanması şeklinde gerçekleştiği, bu nedenle Kurumca her iki şirkete karşı dava açıldığı anlaşılmakatadır. Bu bakımdan mahkemece olayın meydana gelişi ve sorumluların belirlenmesi bakımından öncelikle gerekirse her iki davalıya ait işyerleri dosyalarının getirtilmesi ve tanıkların dinlenilmesi ile olayın hangi işyerinde nasıl gerçekleştiği belirlenmeli, olayın bütünüyle ele alınması ve diğer sorumluların varlığının, kusurlarının ve sorumluluk sınırlarının tespiti edilmesi yerine, aldırılan kusur raporu ile yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi, isabetsizdir.
Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 26 ve 87. maddeleri olup; davada, öncelikle halledilmesi gereken sorun, sigortalının bildirimlerinin yapıldığı ve aracı olduğu anlaşılan ... ile, .....arasındaki asıl işveren-taşeron ilişkisi olup olmadığının saptanmasıdır.
506 sayılı Kanunun 87. maddesi hükmüne göre aracı, bir işte veya bir işin bölüm veya eklentisinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3. kişidir.
Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle, işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
İşin belirli bir bölümünde değil de, tamamının bir bütün halinde ya da bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği,
../...
sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise; asıl işverenden istenilen işin, asıl iş ya da işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
Mahkemece, açıklanan hususlar çerçevesinde davaya konu iş kazasının meydana geldiği...."ye ait otel işletmesinde diğer davalı ... ve ...arasındaki asıl işveren-taşeron ilişkisinin varlığı irdelenerek, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği ile iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden; kusur oran ve aidiyeti konusunda yeniden rapor alınarak hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, yukarıdaki maddi ve hukuki olgular çerçevesinde öncelikle, ...."nin asıl işveren olup olmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmalı, sonrasında yeniden aldırılacak kusur raporu sonrasında ilk peşin değerli miktarın tespiti ve bu tutara kusur karşılığının oranlanarak bulunacak miktara hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.