10. Hukuk Dairesi 2014/4820 E. , 2015/1260 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 17.10.2011 tarihinde meydana gelen tarfik-iş kazasında vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan sosyal sigorta yardımlarından oluşan Kurum zararının davalı işverenden 5510 sayılı Yasa gereği tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde işverenin kusurunun bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
17.10.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası nedeniyle açılan bu davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 21. maddesidir.
5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile davalıların Kurumun rücu alacağından sorumluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür.
Kusur raporlarının, 5510 sayılı Yasanın 21., 4857 sayılı Yasanın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 2 vd maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.4857 sayılı Yasanın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü
./..
önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Eldeki davada; her ne kadar meydana gelen trafik kazası tek taraflı ise de, meydana gelen olay nedeniyle, sigortalının 2918 sayılıTarfik Kanunu kapsamında kamyon üzerinde yeterli derecede dinlendirilip dinlendirilmediği, kaç saattir yolda olduğu, kamyonun periyodik bakım ve muayenelerinin zamanında işveren tarafından yaptırılıp yaptırılmadığı, bu kapsamda işverenin bakım kusurunun varlığı hususunda yeterli derecede inceleme ve irdeleme içermeyen olayın meydana geldiği iş kolunda ve iş güvenliğinde uzman olmayan bilirkişiden aldırılan rapora dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda oluşa uygun bir kusur raporu aldırdıktan sonra, elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.01.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.