3. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/12742 Karar No: 2013/16349 Karar Tarihi: 21.11.2013
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/12742 Esas 2013/16349 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bu karar, istirdat davasıyla ilgili olarak mahkemece verilen hüküm üzerine yapılan temyiz başvurusunu incelemektedir. Davacılar, tasarruf ettikleri taşınmazın tavizinde %10'lık bir bedel ödediklerini, ancak taşınmazın vakfa dahil olmadığını iddia ederek davalı kurumdan geri istirdat istemiştir. Mahkeme, dava konusu taşınmazın vakfa dahil olmadığına karar vererek davacıların talebini kısmen kabul etmiştir. Ancak temyiz başvurusu sonrasında, söz konusu taşınmazın gerçekte hangi tür vakıfa dahil olduğu araştırılmalı ve taviz bedeli ödenip ödenmeyeceği kesin olarak belirlenmelidir. İlgili kanun maddeleleri (5737 sayılı yasanın 18. maddesi ve 3. maddesi) ise mukataalı ve icareteynli vakıfların türlerini ve taviz bedeline tabi taşınmazların belirlenmesini düzenlemektedir. Mahkemece bu kanun maddelerine uygun olarak yapılacak inceleme sonucunda hüküm verilmelidir.
3. Hukuk Dairesi 2013/12742 E. , 2013/16349 K.
"İçtihat Metni"
...
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin .... sayılı ilamı ile satılması sureti ile giderilmesine karar verildiğini, ....tarafından kurşun kalem ile eklenen ....şerhinden dolayı, satış bedelinin %10’u olan taviz bedelinin davalı kuruma ödendiğini,....nın gayri sahih vakıflardan olup taviz bedeline tabi olmadığını belirterek, 6.883,00 TL tutarındaki taviz bedelinin yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan istirdadına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; ...., imaret v.b hayratı bulunan bu vakfın devrin hukuk kurallarına göre kurulan sahih vakıf olduğunu 5237 sayılı ...18.maddesine göre taviz bedeline tabii olduğunu, taviz bedelinin mevzuata uygun olarak alındığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu yerin vakfın tesis tarihi itibariyle süknaya mahsus yerlerden olmadığı, taviz bedeline tabi olmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek davacıların payına düşen 6.833,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5737 sayılı .... 27.02.2008 tarihli Resmi Gazete de yayımlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı ... 18.maddesi hükmüne göre; icareteyn ve mukataalı vakıf şerhi bulunan gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde veya tasarrufundaki taşınmazlar taviz bedeline tabiidir. Kanunun 3.maddesinde yapılan tanıma göre de; Mukataalı vakıf, zemini vakfa üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise, değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder. ....
Bu halde somut uyuşmazlığın çözümü için “....” mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının veya miri arazilerden mukataalı hayrata tahsis edilmeyenler ile aşar ve rüsumu vakfedilen taşınmazlardan bulunup bulunmadığının yöntemince araştırılması gerekir. Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır. Bütün bunlardan anlaşılacağı üzere vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taviz bedeli ödenip ödenmeyeceğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır. Bu durumda mahkemece, taşınmaza ait tapu kaydı tesis tarihinden itibaren tüm dayanakları ve kadastro tutanağı ile birlikte getirtilmeli, vakıf durumunu gösterir kayıtlar (....) ve dayanılan diğer belgeler merciinden istenilmeli, .... kayda işaret edilmiş vakfın türü hakkında bilgi alınmalı, .... üzerinde bu konuda uzman üniversite öğretim üyelerinin de yer alacağı yeni bir bilirkişi kurulu oluşturulmasından sonra mahallinde keşif yapılmalı ve yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde rapor aldırılarak ortaya çıkacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile hazırlanan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.