22. Hukuk Dairesi 2014/34978 E. , 2015/1021 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı ve davalı ... Bakanlığı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Hacıoğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, davalı Bakanlığa bağlı ... Komutanlığı Batı Kışla mutfağında, değişik alt işverenlerin işçisi olarak aralıksız çalıştığını, işyerinde iki vardiya halinde 04.30-14.30 ve 10.30-20.30 saatleri arasında çalışıldığını, Ramazan ayı boyunca saat 22.00"ye kadar çalıştırıldığını, davacının genellikle 2. vardiyada haftanın 6 günü 10 saat, bazen de 10 saatten fazla çalıştığını, bazen dini bayramların 1. gününde tatil yaptığını, bunun da hafta tatiline sayıldığını, Ramazan ayında hafta tatili yaptırılmadığını, fazla çalışma ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini, davalıların 4857 sayılı İş Kanunu"nun 2. maddesi gereğince asıl işveren-alt işveren olarak dava konusu alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek davacının, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla genel tatil ve ulusal bayram günleri ücret alacağı ile fazla mesai ücreti alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Bakanlık vekili; ... Komutanlığının hazır yemek işini 30.04.2009 tarihinden itibaren yürüten ..."nde halen çalışmaya devam ettiğini, davacının, dava açmakta hukuki yararının olmadığını, dava şartlarının oluşmadığından davanın sıfat yokluğu ve dava açma süresi yönünden reddi gerektiğini, müvekkili Kurumun ihale makamı olduğunu, hazır yemek hizmetini bütünü ile, anahtar teslimi olarak ve ihale yolu ile satın aldığını, davalı Kurum ile diğer davalı şirket arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığını, yüklenici ile akdedilen sözleşmenin eki niteliğindeki "Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin" 38. maddesi uyarınca yüklenici şirketlerden alacaklı olan personel varsa başvurmaları hususunun her hak ediş döneminde işçilere ilan edildiğini, işçilik alacağını alamadığını bildiren işçilere bu hak edişlerden gerekli ödemenin yapıldığını, 4857 sayılı Kanun"un 36. ve Genel Şartnamenin 38. maddeleri gereğince ... Bakanlığının dava konusu alacaklardan sorumlu tutulamayacağını savunarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine, hükmü davalı işveren temyiz etmiş, Dairemizce yapılan incelemede karar, çalışma düzenini gösteren işyeri kayıtlarının araştırılmadığından bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ve bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre, davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, genel tatil ve yıllık ücretli izin alacağı taleplerinin kabulüne, davalı ... hakkında davanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmediğinden davalı şirket hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hüküm, davacı ile davalı ... Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Yargılama giderlerinden sayılan ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 323, Avukatlık Kanunu’nun 169 ve Avukatlık Ücret Tarifesinin 1. maddelerinde düzenlenen, ancak müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı sıkıya bağlı bulunan avukatlık ücretinin; haksız çıkan tarafa yükletilmesi gerekir. Zira, haksız davranışta bulunan bir kimsenin, bu haksız davranışının bütün sonuçlarından sorumlu tutulması hukukun genel kurallarındandır. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun, yargılama giderlerinin haksız çıkan tarafa yükletilmesine ilişkin 326. maddesi bu ilkeye dayanmaktadır. 6100 sayılı Kanun’un 297, 298. maddeleri uyarınca hükmün, taraflara yönelik olarak kurulması gerekir. Kural olarak, davada haklı çıkan taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise, vekalet ücreti diğer yargılama giderleri gibi haksız çıkan taraftan alınarak haklı çıkan tarafa verilir. Her iki tarafın kısmen haklı kısmen haksız çıkması durumunda, her iki tarafta vekalet ücretinden sorumlu tutulacak, vekalet ücreti kabul edilen miktara göre davacı yararına, reddedilen miktara göre ise davalı yararına hüküm altına alınacaktır.
Vekalet ücretinin, her yıl Aralık ayında Türkiye Barolar Birliği tarafından yayımlanan ve Adalet Bakanlığı tarafından onaylanan Avukatlık Ücret Tarifesindeki hükümlere ve oranlara göre belirlenmesi gerekir.
Avukatlık (vekalet) ücreti 6100 sayılı Kanun’un 323-ğ maddesinde açıkça belirtildiği yargılama giderlerindendir. Vekalet ücreti de, diğer yargılama giderleri gibi müstakil bir varlığı olmayan ve ait olduğu davanın konusunu teşkil eden hak ve alacağa sıkı bir surette bağlı feri haklardandır. Feri hakların sonuçlandırılması ve karara bağlanması, asıl hakkın sonuçlandırılmasına ve karar verilmesine bağlı olacaktır.
6100 sayılı Kanun"un 297. maddesine göre, hüküm kısmında iki tarafa yükletilen hak ve borçların tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmesi zorunluluğu tekrarlanmıştır. Bu sebeple davaların birleştirilmesi durumunda, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması sebebiyle hüküm kısmında her bir dava ve o davaya ilişkin vekalet ücretleri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gereklidir.
Somut olayda, davacının, ... İş Mahkemesi 2012/528 esas sayılı kısmi dava dosyası üzerinden 29.04.2009 tarihine kadar olan fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarını talep ettiği, bu alacaklara ilişkin olarak tespit edilen fazlaya ilişkin haklarını ise ... İş Mahkemesi 2012/38 esas sayılı ek davada istediği, 29.04.2012 tarihinde, iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine bu defa da feshe bağlı alacakları ile daha önce talep etmediği 29.04.2009 tarihinden fesih tarihine kadar yapmış olduğu fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin olarak ... İş Mahkemesi 2013/30 esas sayılı dosyası üzerinde görülen alacak davasını açtığı, mahkemece her üç dosyanın aralarındaki hukuki bağlantı gözetilerek birleştirildiği ve yargılama sonunda birleşen davaların tümü hakkında davacı lehine bir vekalet ücretine hükmedildiği görülmüştür.
Mahkemece davacının fazla mesai ve genel tatil alacaklarına ilişkin olarak açtığı 2012/38 esas sayılı ek davada, dava açılmasına davalı idarenin sebebiyet vermediği gözetildiğinde, bu dava yönünden ayrıca vekalet ücretine hükmedilmemesi yerindeyse de davacının açmış olduğu diğer davalar yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.