Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1428
Karar No: 2015/7653
Karar Tarihi: 25.05.2015

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/1428 Esas 2015/7653 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/1428 E.  ,  2015/7653 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacı vekili, 15.08.2005 günü davalılardan ..."ın sevk ve idaresindeki ... plaka sayılı aracın yaya kaldırımında bulunan müvekkili ..."a çarparak müvekkilin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin çenesinde ve dişlerinde kırıklar bulunduğunu, uzun süre tedavi gördüğünü, sürekli bir maluliyet meydana gelmesinin büyük olasılık olduğunu maddi ve manevi zararlarının tazmini için fazlaya ilişkin tüm talep ve haklar saklı kalmak kaydı ile kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 10.000,00 YTL maddi tazminatın tüm davalılardan 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan sigorta şirketi hariç olmak üzere diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
    Davalı .... ... vekili, temerrüde düşmemiş ve davanın açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama gideri, faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasını, hükmolunması halinde müvekkili şirketi sorumlu olduğu azami poliçe limiti ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınarak yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar ... ve ... vekili, dava konusu tazminat taleplerinin zaman aşımına uğradığını belirtmiş, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

    Mülga 1086 sayılı HUMK"nin 163. maddesi ile 6100 Sayılı HMK"nin 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her iş için yatırılacak ücretin hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Bazı hallerde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda, geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.  Bu cümleden olarak, kesin sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve yeterli uzunlukta olmasının yanı sıra, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir (Benzer ilkelere (YHGK"nin 12.12.2012 gün ve 2012/9-1170 E., 1172 K.; 18.02.1983 gün 1980/1-1284, 1983/141; 22.11.1972 gün 8/832, 935; 13.10.2010 gün 2010/17-510-485; 28.04.2010 gün 2010/2-221-241 ve 28.03.2012 gün 2012/19-55-2012-249 sayılı kararlarında da değinilmiştir.).
    Bu yasal düzenlemeler göstermektedir ki, taraflar; dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olup, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiği kabul edilir. Hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz. Kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekir.
    Açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde: 
    Yerel mahkemece, 08.06.2010 tarihli duruşmada, davacı vekiline, "09.02.2010 tarihli celsenin 1 no.lu, 2 no.lu ve 3 no.lu ara kararlarının yerine getirilmesi için 407,00 TL mas-

    rafın 10 gün içinde kaleme sunulması için kesin mehil verilmesine, aksi takdirde davasını ispatlayamamış sayılacağının ihtarına” diye belirterek masraf yatırılması için on günlük kesin süre verilmesine karar verilmiştir.  Takip eden 21.09.2010 tarihli oturumda ise davacı vekiline usulüne uygun kesin mehil verildiği halde, ara kararları yerine getirmeyip davasını ispat edemediğinden, açılan davanın reddine usulden karar verilmiştir.
    Yukarda açıklandığı üzere, kapsamı belirtilmeden yazılı şekilde gider avansı istenmesi yerinde olmadığı gibi; mahkemenin davanın reddine dayanak aldığı, davacı vekiline verilen kesin süreye ilişkin ara kararında “alınması gereken avansın ne miktarda ve hangi işlere ilişkin olduğu, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağının açıkça belirtilmemesi ve belirtilen sürede ara karar gereğinin yerine getirilmemesinin sonuçlarının da açıklanmaması” doğru değildir. Kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekir. Somut olayda, mahkemece kesin mehil verilen 08.06.2010 tarihli oturumda 09.02.2010 tarihli oturumdaki ara kararlara atıfta bulunulmuş, anılan ara kararlarda bilirikişi rapor tebliğ masrafı belirtilmediği gibi ceza dosyasının celbi için gerekli masrafın ne olduğu da açıkça yazılmamıştır.
    Bu durumda mahkemece, az yukarıda belirtildiği şekilde uygulama yapılmadan, soyut ve kesin süre verilerek usülden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi