17. Hukuk Dairesi 2018/5104 E. , 2020/4170 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin işyerinde kiracı olduğunu, davalı ..."un aynı binada üst katta bulunan otelin kiracısı, davalı ... şirketinin ise davalı ..."un sigortacısı olduğunu, 28.02.2010 tarihinde üst kattaki otelden akan pis sular sebebiyle müvekkilinin kullandığı işyerinde yeni yapılan rafların ve üzerinde bulunan malzemelerin kutularıyla birlikte ıslanıp bozulduğunu, duvar ve tavan boyalarının ıslanıp kabardığını, mahkemeden tespit raporu alındığını, bir hafta sonra üst kattan yine pis suların aktığını, müvekkilinin işyerinin boya badanası için yaptığı tüm harcamaların boşa gittiğini, satışa hazır yeni ürünlerin ıslanarak hurda olduğunu, davalı tarafça zararın tazmin edilmediğini, bu kez 10.01.2011 tarihinde işyerinin duvar ve tavanından gelen su sebebiyle işyerinde bulunan bilgisayar, yazar kasa, fax makinesi, şirket faturaları, gelen faturalar, vergi dairesinden gelen evrak, pos cihazları, yeni yapılan raflar, raf üzerinde bulunan birçok malzemenin ıslandığını ve kullanılamaz hale geldiğini, tavan-duvar, sıva ve boyalarının kabardığını, mahkemeden tespit raporu alındığını, daha önce meydana gelen zararı tazmin etmeyen davalılara bu olay nedeniyle yapılan
başvuruların da neticesiz kaldığını beyanla, alacağın tahsili için davalılar aleyhine başlatılan icra takibine davalıların haksız itirazlarının iptali ile takibin devamını, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, davalı ..."un kiracısı olduğu işyerinin yangın sigorta poliçesi ile sigortalı olup 3. şahıs mali sorumluluk limitinin 20.000,00 TL olduğunu, müvekkili tarafından alacaklının ihbarı üzerine hasar dosyası açıldığını, hasarlı olduğu iddia olunan emtialar ibraz edilmediğinden inceleme yapılamadığını, talebin fahiş olduğunu, gıyaplarında yaptırılan bilirkişi incelemesi ve tespiti kabul etmediklerini, alacağın likit olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile; davalıların İzmir 2. İcra Müdürlüğü"nün 2011/11961 sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının kısmen kabulüne, takibin asıl alacak 50.506,78 TL, işlemiş faizin 7.976,09 TL toplamı üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmasına, (davalı ...Ş"nin poliçedeki limiti ile sorumlu olmasına) karar verilmiş; hüküm davacı vekili ile davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalı ...Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava işyeri sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Davacıya ait iş yerinde meydana gelen hasara ilişkin olarak yapılan İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/8 Değişik İş sayılı tespit dosyasında hazırlanan 03.01.2011 tarihli bilirkişi raporunda ve mahkemece alınan 12.12.2012 tarihli ek bilirkişi raporunda davacının fiş ve faturalar ile desteklenen 510,00 TL yazar kasa ücreti ile 2.760,00 TL elektronik aletler ve yazar kasa onarım bedeline ilişkin zararları da belirlenmiş olmasına rağmen, mahkemece davacının bu zararlarına ilişkin kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacı tarafından başlatılan İzmir 2. İcra Dairesinin 2011/11961 sayılı dosyasında takip talebinde belirtilen alacak kalemleri içerisinde 695,90 TL tespit giderleri belirtilmesine rağmen, mahkemece davacının bu alacak kalemine ilişkin olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu talep değerlendirilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Mahkemece verilen hükümde, davalı ... şirketinin 50.506,78 TL asıl alacak ve 7.976,09 TL işlemiş faiz alacağından poliçe limiti uyarınca sorumlu olacağı belirtilmiş olmasına rağmen, poliçe limitinin ne miktarda olduğunun belirtilmemesi, davalının sorumlu olduğu miktarın tespiti açısından sorun oluşturacağı gözetilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur. Mahkemece sorumluluk miktarının açık ve anlaşılır biçimde tespit edilmesi için yapılması gereken, davalı ... şirketinin komşu sorumluluk poliçe limiti belirtilerek sorumlu tutulmasıdır.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ...Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalıya geri verilmesine, 30/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.