17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/1506 Karar No: 2015/7637 Karar Tarihi: 25.05.2015
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/1506 Esas 2015/7637 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/1506 E. , 2015/7637 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu davalı hakkında takip başlatıldığını,borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazı diğer davalı ...."e devrettiğinden bu devre ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı .... vekili, müvekkili dava konusu taşınmazı raiç bedelini ödeyerek satın aldığını, banka kredisi çektiğini haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı borçlu vekili, satışın gerçek olduğunu ve davalının borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olmadığını belirtmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fahiş fark olmadığı, davalılar arasında akrabalık bulunmadığı, satışın alacaklılara zarar verme kastı ile yapıldığı ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar vermiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nin 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 278/3-2.bendine göre aktin yapıldığ sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak verdiği pek aşağı fiyat kabul ettiği akitler bağışlama niteliğinde olup batıldır.
Somut olayda, dava konusu taşınmazın değerinin tesbiti için keşif ve bilirkişilerden rapor alınmış ve bedel farkı olmadığına karar verilmiştir. Karara esas alınan 5.10.2015 tarihli bilirkişi raporunda köy ihtiyar heyeti ve emsal taşınmazlar esas alınarak rapor düzenlendiği belirtilmiş ise de dosya içerisinde emsal taşınmaz değerlerine ilişkin bir bilgi ve belge olmadığı gibi keşifte kimse dinlenmemiştir. Öte yandan kadostro bilirkişisi taşınmazın deniz manzarasına sahip olduğunu belirtmiş olmasına rağmen bu hususun değer tesbitinde dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda karara esas alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınacak nitelikte ve denetime elverişli olduğu söylenemez. Yapılacak iş, belirtilen eksiklikler nazara alınarak önceki bilirkişilerden ek rapor alındıktan sonra oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.