8. Hukuk Dairesi 2010/5197 E. , 2011/2084 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
...ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Aksaray 1. Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 02.06.2010 gün ve 82/586 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacılar ile davalılardan Mustafa Dikici tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar, davalıların miras bırakanı... adına tespit ve tescil edilen 754 sayılı parselin ortak murislerinden kaldığını, ...ile murisleri ...’nın kardeş olduklarını, bu nedenle babaları ...’nın taşınmazda ½ payı bulunduğunu açıklamışlar ve anılan parselin tapu kaydının ½ oranında iptali ile adlarına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılardan ..., ... ve ..., davayı kabul etmediklerini ve reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Davalı ... ile ..., yargılama oturumlarında adlarına tapuda kayıtlı bulunan paylar bakımından ¼ oranında davayı kabul ettiklerini açıklamışlardır.
Mahkemece, davalı ... ve ... bakımından dava konusu taşınmazdaki 1/5’er hisselerinin ¼’ünün (1/20) iptali ile davacılar adına eşit oranda tesciline, ..., ... ve...’nin payları bakımından on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davacılar dava dilekçelerinde; dava konusu taşınmazın babaları ... ile davalıların miras bırakanı ve amcaları ...’in ortak kullanımında olan yer olduğunu, aynı kök muristen geldiğini belirterek babaları Rıza’nın payı bakımından tapu kaydının ½ oranında iptali ile adlarına tapuya kayıt ve tescili isteğinde bulunmuşlardır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.fıkrasında; tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak iptal olunamaz ve dava açılamaz, denilmiştir. Uyuşmazlık konusu 754 sayılı parsel 17.06.1969 tarihinde yapılan tapulama çalışmaları sırasında ... oğlu ...adına tespit ve tescil edilmiş olup, tapulama tutanağı 11.03.1970 tarihinde kesinleşmiştir. Daha sonra kayıt maliki Mehmet Dikici mirasçıları arasında 05.07.2005 tarihinde yapılan paylaşım sonucu 1/5’er pay oranında mirasçıları ..., ..., ... ... ve ...’ye intikal etmiştir. Taşınmaz paylı mülkiyet biçiminde davalılar adına tapuda kayıtlı bulunmaktadır. Taşınmaz elbirliği mülkiyetinden çıkıp, paylı mülkiyete dönüştüğüne göre tereke malı olmaktan çıktığının kabulü gerekir. Her pay birbirinden bağımsız olarak dava konusu olabilmektedir. Tapulama tutanağının kesinleştiği tarihten itibaren davanın açıldığı 25.01.2010 tarihine kadar 766 sayılı Tapulama Kanununun 31/2 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3.fıkrasında belirtilen on yıllık hak düşürücü süre çoktan geçmiş bulunmaktadır. Ne var ki, 24.02.2010 tarihli yargılama oturumlarında davalılardan ... ve ... ¼’er hissenin davacılara ait olduğunu kabul etmişlerdir. HUMK.nun 151/son fıkrası uyarınca, adı geçenlerin imzaları alınmıştır. Bu nedenle beyanları hukuken kendilerini bağlamaktadır. Diğer davalıların ise kabul yönünden herhangi bir beyanları bulunmamaktadır. Kabul beyanı hak düşürücü süreden önce gelir ve HUMK.nun 95.maddesi uyarınca davalı ... ve Mustafa’yı bağlayıcı nitelikte olup, yapıldıkları andan itibaren kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğurmaktadır (HUMK. m. 95/1). Tapulama ve Kadastro Kanunları tasfiye kanunları olup, hak düşürücü süre yönünden bağlayıcılık oluşturur. Yapılan bu açıklamalar karşısında, davacılar ile davalı ...’nin temyize ilişkin itirazları yerinde bulunmadığından reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 1,25 TL’ nin temyiz edenden ayrı ayrı alınmasına 11.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.