13. Hukuk Dairesi 2017/523 E. , 2019/11304 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Dava, davacı tarafından davalı kooperatif aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, itirazın iptaline ve asıl alacağın %20"si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Davalı kooperatif vekili temyizinde, esasa ilişkin temyiz itirazlarının yanı sıra dava dosyasında davalı kooperatife yapılan tüm tebligatların usûlsüz olduğunu, hiçbir aşamada yargılamadan haberdar olmadıklarını, bu şekilde adil yargılanma ve savunma haklarının kısıtlandığını ileri sürmüştür.
Anayasa"nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde belirtilen hukuki dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Kamu düzeni ile ilgili olan bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur.
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile mümkündür. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın davanın taraflarına usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. (HMK.m.144) Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir.
7201 sayılı Kanun"un tüzel kişilere tebliğe ilişkin 12. maddesinde; "Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır". Aynı Yasa"nın 13. maddesinde ise; "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır" hükümleri yer almaktadır. Tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup uygulanması gereken Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde ise "tüzel kişiler adına tebligat almaya yetkili kişiler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerde sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle görevlendirilmiş bir şahıs olması lazımdır. Bu kişilerin de bulunmaması halinde bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır" düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda, mahkemece yapılan yargılamada, dava dilekçesi ve tensip zaptı ekli tebligat, duruşma günü bildiren tebligat ve bilirkişi raporu ekli tebligat, olmak üzere tüm tebligatların davalı kooperatifin "... mah., ... sk., ... sitesi, C Blok, No: 1, .../..." adresinde, "gösterilen adreste daimi çalıştığını beyan eden görevli personel ... ..."a tebliğ edildi." şerhi ile tebliğ edildiği görülmektedir. Tebliğde adı geçen ... ... tebliğin muhatabı davalı tüzel kişi kooperatifin yetkili temsilcisi olmadığı gibi, kooperatifi temsile yetkili kişi ya da kişilerin o sırada orada bulunup bulunmadıkları tespit edilmeden ve yasada belirtilen prosedüre uyulmadan doğrudan daimi çalışan imzasına yapılan tebligatlar 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12.ve 13.maddelerine aykırı olup usûlsüzdür.
Bu durumda; mahkemece, 7201 sayılı Tebligat Kanunundaki ve yönetmelikteki düzenlemeler gözetilerek tebligat yapılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve yasaya aykırı olup, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebebine göre temyiz eden davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) numaralı bent gereğince hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bent gereğince davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.