3. Hukuk Dairesi 2020/1668 E. , 2020/2417 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, dairemiz bozma ilamına direnilmesine dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, direnme kararını yerinde bulan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından davalı vekilinin davanın esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Dairemize gönderilen dosyadaki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı velisi; davalı ile... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/801 E. 1989/173 K. sayılı ilamı ile boşandığını, velayeti kendisine verilen müşterek çocuk ..."nın özürlü olması nedeniyle İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1994/1523 E. 1994/1410 K. sayılı ilamı ile kısıtlanarak kendisine vasi olarak atandığını, çocuk için birçok kez nafaka artırım davası açtığını, en son ... Aile Mahkemesinin 2005/1219 E. 2006/708 K. sayılı ilamı ile müşterek çocuğa ödenmekte olan iştirak nafakasının aylık 250 TL’ye yükseltilmesine karar verildiğini, müşterek çocuğun bakım ve gözetime muhtaç durumda olduğunu, özel eğitim aldığını, masraflarının, zorunlu ihtiyaçlarının ve sosyal giderlerinin arttığını, nafaka miktarının çok az olduğunu ileri sürerek; 250 TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000 TL’ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; avukatlık bürosunu 22/03/2011 tarihinde kapatarak emekli olduğunu, yalnızca 2.000 TL emekli maaşının bulunduğunu, maaş üzerinde de nafakadan dolayı yaklaşık 700 TL civarında haciz olduğunu, evli olup bir oğlunun bulunduğunu, istenen miktarın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için Mersin 3. Aile Mahkemesinin 2005/1219 E. 2006/708 K. sayılı ilamı ile hükmolunan aylık 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde aylık 500 TL"ye yükseltilmesine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Dairemizce; vesayet makamından izin almadan bu davayı açmış olan vasiye izin alması için yeterli süre verilmesi ve vesayet makamınca izin verilmesi halinde yargılamaya devamla nihai karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece; dairemiz bozma ilamına direnilmesine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05/11/2019 tarihli ve 2017/3-1006 E. 2019/1132 K. sayılı ilamıyla;
(...Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olay bakımından davacı annenin velayeten atandığı kısıtlı çocuğu yararına iştirak nafakasının artırımı davası açabilmesi için (TMK’nın 462/8. maddesi uyarınca) vesayet makamından izin almasına gerek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden tarafların müşterek çocukları olan 1976 doğumlu Mebruke Saba’nın İzmir 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 20/09/1994 tarihli ve 1994/1523 E. 1994/1410 K. ilamı ile kısıtlandığı ve annesi ..."ın velayeti altında bırakıldığı, işbu nafakanın artırımına ilişkin davanın ise anne ... tarafından Mebruke’ye velayeten (veli sıfatıyla) açıldığı görülmüştür.
4721 sayılı TMK’nın 419. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan; "Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılır." hükmü gereğince kısıtlanan ergin çocuklara anne ve babasının vasi tayin edilmesi hâlinde vesayet değil velayet hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Bu nedenle yerel mahkemenin dava açılması için vesayet makamından izin alınmasına gerek olmadığı yönündeki direnme gerekçesi usul ve yasaya uygun olup yerindedir...)
Gerekçesiyle, davalı tarafın işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmesi için dava dosyası Dairemize gönderilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı ..., akıl hastası olması nedeniyle ergin olduktan sonra kısıtlanmış ve bu aşamadan sonra kanuni temsilcisi tarafından açılan dava sonucunda TMK’nın 364 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca lehine yardım nafakasına hükmedilmiş; işbu davada da, davacı lehine hükmedilmiş olan yardım nafakasının artırılması talep edilmiştir. Buna göre, mahkemece; nafaka alacaklısının davacı ... olduğunun gözetilmemesi, ayrıca nafakanın "iştirak nafakası" olarak nitelendirilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan “Davanın Kısmen kabulü ile, kısıtlanarak davacı annenin velayeti altında bırakılan tarafların müşterek çocukları 1976 doğumlu Mebrüke Saba için Mersin 3. Aile Mahkemesinin 2005/1219 Esas 2006/708 Karar sayılı ilamı ile hükmolunan aylık 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde aylık 250 TL arttırılmak sureti ile aylık 500 TL ye yükseltilmesine ve belirlenen miktarda iştirak nafakasının davalıdan alınarak müşterek çocuğa harcanmak üzere davacıya verilmesine,” ifadesinin
çıkartılarak yerine “Davanın kısmen kabulü ile davacı ... lehine Mersin 3. Aile Mahkemesinin 2005/1219 Esas 2006/708 Karar sayılı ilamı ile hükmolunan aylık 250 TL yardım nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500 TL’ye artırılmasına,” ifadesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440 ıncı maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 17/03/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.