Ceza Genel Kurulu 2017/224 E. , 2021/104 K.
"İçtihat Metni"Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 287-350
Sanık ...’ın mağdur ......’e yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/2, 103/6, 62. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise aynı Kanun’un 109/1, 109/3-b-f, 109/5 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna ve aynı Kanun’un 63. maddesi gereğince mahsuba ilişkin Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 25.12.2012 tarihli ve 25-352 sayılı hükümlerin Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 11.07.2013 tarih ve 4394-8659 sayı ile;
"Mağdurenin aşamalardaki sanığın evine gidip gitmeme, ilişkiye girip girmeme konusundaki birbirinden farklı anlatımları, savunma, sanığın suç tarihi olan 23.10.2008 gecesi kullandığı iddia edilen 20 plakalı siyah renkli jiple ilgili olarak anılan aracın olay tarihinden sonra trafiğe çıktığına dair dosyaya sunulan belge ile mağdurenin 05.01.2009 günlü ek emniyet ifadesinde yer alıp sanığın eviyle ilgili olarak hadiseden yaklaşık 1,5 ay sonra hayatın olağan akışına uygun düşmeyen ayrıntılar vermesi ve tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın atılı suçları işlediğine dair mağdurenin çelişkili beyanları dışında kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı anlaşıldığından müsnet suçlardan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmedilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince 02.12.2014 tarih ve 287-350 sayı ile; "...Sanık ..."ın mağdureyi evine götürüp burada mağdureye yönelik istismarda bulunduğu, daha sonra mağdureyi İncilipınar parkına bıraktığı,
...
Sanık ..."ın 15 yaşından küçük olan mağdureye yönelik çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve çocuğa karşı cinsel amaçlı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları sabit görülmüş..." şeklindeki gerekçe ile bozma kararına direnilerek bu kez sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/1, 109/3-f, 109/5, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla; çocuğun cinsel istismarı suçundan ise aynı Kanun’un 103/2, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiştir.
Direnme kararına konu bu hükümlerin de Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.06.2015 tarihli ve 157885 sayılı "Bozma" istekli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.12.2016 tarihli ve 548-1661 sayılı yazısı ile 6763 sayılı Kanun"un 36. maddesiyle değişik CMK"nın 307. maddesi uyarınca inceleme yapılmak amacıyla dosya kendisine gelen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 16.02.2017 tarih ve 472-801 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gelen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Direnmenin kapsamına göre inceleme sanık ... hakkındaki mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklar;
1- Sanığa atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğun cinsel istismarı suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle Yerel Mahkeme kararının "yeni hüküm" niteliğinde olup olmadığı,
2- Yerel Mahkemenin son kararının yeni hüküm niteliğinde olmadığı sonucuna ulaşılması durumunda yasal ve yeterli gerekçe taşıyıp taşımadığı,
Hususlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ...’ın mağdur ......’e yönelik çocuğun cinsel istismarı suçundan TCK’nın 103/2, 103/6 ve 62. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise aynı Kanun’un 109/1, 109/3-b-f, 109/5 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna ve aynı Kanun’un 63. maddesi gereğince mahsuba ilişkin Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesince kurulan 25.12.2012 tarihli ve 25-352 sayılı hükümlerin Özel Dairece bozulmasından sonra yapılan yargılamada; Yerel Mahkemece bozma ilâmına direnilerek sanığın; çocuğun cinsel istismarı suçundan, ilk hükümde uygulandığı hâlde TCK’nın 103/6. maddesi bu kez uygulanmayarak TCK’nın 103/2 ve 62. maddeleri uyarınca 6 yıl 8 ay hapis; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ise, yine ilk hükümde uygulandığı hâlde TCK’nın 109/3-b. maddesi bu defa uygulanmayarak aynı Kanun’un 109/1, 109/3-f, 109/5 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, TCK’nın 53. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna ve aynı Kanun’un 63. maddesi gereğince mahsuba karar verildiği, böylelikle Yerel Mahkemenin sanık hakkında önceki hükümde uyguladığı bazı kanun maddelerini uygulamadığı ve çocuğun cinsel istismarı suçundan farklı bir cezaya hükmettiği,
Anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin olarak yapılan değerlendirmede;
Bozma sonrası yapılan incelemeye dayanılarak her iki suç bakımından önceki hükümlerden farklı kanun maddelerinin uygulanması ve çocuğun cinsel istismarı suçundan farklı bir cezaya hükmedilmesi suretiyle kurulan hükümler direnme kararı niteliğinde değildir. Önceki hükümlerde yer almayan bu hususlar Özel Dairece denetlenmemiş olduğundan, Özel Dairece denetlenmeyen bir konunun ilk kez ve doğrudan Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanunen imkân bulunmamaktadır.
Bu itibarla, Yerel Mahkemece verilen kararlar, direnme kararı niteliğinde olmayıp “yeni hüküm” niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni hükümlerin doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün olmadığından, söz konusu hükümlerin incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Ulaşılan sonuç karşısında, diğer ön sorun değerlendirilmemiştir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 02.12.2014 tarihli ve 287-350 sayılı kararı yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 16.03.2021 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.