22. Hukuk Dairesi 2015/89 E. , 2015/972 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ücret alacağı, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, 01.12.2002 tarihinden 13.01.2010 tarihine kadar davalılardan ..."a ait iş yerinde çalıştığını, iş yeri devri yapılmasından sonra 21.01.2010 tarihinden 06.09.2011 tarihine kadar davalı ..."ın yanında çalıştığını, en son net 1.100,00 TL ücret aldığını, kardeş olan iki davalı arasındaki iş yeri devrinin muvazaalı olduğunu, bir takım sorumluluklardan kurtulmak için devir işlemini gerçekleştirdiklerini, iş yerinin davalılara ait olup kuruluşundan bu yana her iki kardeşin ortak olduğunu, bu sebeple davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ve iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ve ücret, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ..., davacının iş yerinden ayrılırken tüm haklarını aldığına ve işten kendi isteği ile ayrıldığına dair 12.01.2010 tarihli imzalı dilekçesinin bulunduğunu, iş yerini kardeşi ..."a devredince davacının kardeşi ..."ın yanında çalışmaya devam ettiğini, bu sebeple kendisine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., 12.01.2010 tarihinde iş yerini kardeşi ..."dan devraldığını, o tarihten itibaren işlettiği dükkanını yaklaşık 6-7 ay kadar önce ..."a devrettiğini, dükkanı abisinden devraldıktan sonra kendisi ile çalışmaya devam eden davacının bir süre de ... ile çalıştıktan sonra kendi isteği ile iş yerinden ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının çalışmakta olduğu iş yerinin 12.01.2010 tarihinden sonra davalılardan ... tarafından devralındığı ve daha sonra ... tarafından dava dışı ..."ne devredildiği ve ... Kurumu hizmet cetvelinde kayden davalı şirket işveren olarak görünmekte ise de fiilen davacının işvereninin bu dönemde davalı ... olduğu, davalıların kardeş olmaları sebebiyle aralarında fiili ve organik bağ bulunduğundan dava konusu alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları ve davalıların iş sözleşmesini fesihte haksız oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İş yeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İş yeri devrinin esasları ve sonuçları 4857 sayılı İş Kanunu"nun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, iş yerinin veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlarda ise, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu olduğu aynı Kanun"un 3. fıkrasında açıklanmış ve devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
İş yeri devri halinde kıdem tazminatı bakımından devreden işveren kendi dönemi ve devir tarihindeki son ücreti ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Mülga 1475 sayılı İş Kanunu"nun 14/2. maddesinde devreden işverenin sorumluluğu bakımından bir süre öngörülmediğinden, 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesinde sözü edilen devreden işveren için 2 yıllık süre sınırlaması, kıdem tazminatı bakımından söz konusu olmaz. O halde kıdem tazminatı iş yeri devri öncesi ve sonrasında geçen sürenin tamamı için hesaplanmalı, ancak devreden işveren veya işverenler bakımından kendi dönemleri ve devir tarihindeki ücret ile sınırlı sorumluluk belirlenmelidir.
Feshe bağlı diğer haklar olan ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücretlerinden sorumluluk ise son işverene ait olmakla devreden işverenin bu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmamaktadır. Devralan işveren ihbar tazminatı ile kullandırılmayan izin ücretlerinden tek başına sorumludur.
İş yerinin devredildiği tarihe kadar doğmuş bulunan ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücretlerinden 4857 sayılı Kanun"un 6. maddesi uyarınca devreden işveren ile devralan işveren müştereken müteselsilen sorumlu olup, devreden açısından bu süre devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlıdır. Devir tarihinden sonraki çalışmalar sebebiyle doğan sözü edilen işçilik alacakları sebebiyle devreden işverenin sorumluluğunun olmadığı açıktır. Bu bakımdan devirden sonraya ait ücret, fazla çalışma, hafta tatili çalışması, bayram ve genel tatil ücreti gibi işçilik alacaklarından devralan işveren tek başına sorumludur.
Somut olayda; davacı işçi, 13.01.2010 tarihinde kadar davalılardan ... yanında, 21.01.2010 tarihinden fesih tarihine kadar ise ... yanında çalıştığını, davalıların kardeş olup aralarındaki iş yeri devrinin muvazaalı olduğunu ve alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaları gerektiğini iddia etmiş; davalı ..., işyerini 12.01.2010 tarihinde kardeşi ..."a devrettiği için kendisine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuş, davalı ... ise davacının devirden sonra bir süre kendi yanında çalıştığını ve ardından iş yerinin ..."a devredildiğini, davacının bir süre de ... yanında çalışıp işten ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece, davalıların kardeş olmaları ve aralarında fiili ve organik bağ bulunduğu gerekçeleriyle dava konusu alacaklardan müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmiş ise de; iş yeri devri üzerinde yeterince durulmadığı anlaşılmaktadır. Dava dışı ..."nin ticari sicil kayıtları ile davacının sigortalı hizmet cetvelinin incelenmesinden; davacının 06.12.2003-13.01.2010 tarihleri arasında davalı ..., 21.01.2010-06.09.2011 tarihleri arasında dava dışı ..."den çalışmasının bildirildiği, dava dışı ..."nin 13.08.2011 tarihinde kurulup tescil edildiği, ortaklarının ... ve ... olduğu, davalı ... adına bakkal ve marketlerde yapılan yapılan perakende ticaret faaliyetinden dolayı 18.01.2010 tarihinde mükellefiyet tesis edildiği ve 31.12.2011 tarihi itibari ile faaliyetine son verdiği sonuçlarına ulaşılmaktadır. Taraf iddia ve savunmaları, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi ile, davacının 12.01.2010 tarihine kadar ... yanında çalıştığı, ..."ın iş yerini kardeşine devretmesi sonucu devirden feshe kadar da davalı ... yanında çalıştığı ve kayden işveren olarak görünen dava dışı ..."nin gerçek işveren olmadığının kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Bu durumda iş yerini devreden ..., feshe bağlı alacaklar olan ihbar tazminatı ve izin alacağından sorumlu tutulmamalı, kıdem tazminatından ise kendi dönemi ve kendi dönemindeki ücretle sınırlı olarak sorumlu tutulmalıdır. Ücret alacağı da davalı ... dönemindeki çalışmaya ilişkin olup, bu alacaktan da sorumlu tutulmamalı, kendi döneminde gerçekleşen fazla çalışma ve genel tatil alacaklarından ise devirden itibaren iki yıl süre ile sorumlu olduğu göz önünde bulundurularak sonuca gidilmelidir. Devreden işveren ..." ın davacının tüm dönem çalışmasından sorumlu tutulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Islaha karşı zamanaşımı def"in dikkate alınıp alınmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacının 17.01.2013 harçlandırma tarihli ıslah dilekçesi 07.02.2013 tarihinde davalılara tebliğ edilmiş olup, davalılarca süresinde ıslaha karşı zamanaşımı def"inde bulunulduğu, ancak mahkemece zamanaşımı defin değerlendirilmesi için bilirkişiden ek rapor aldırılmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişiden ek rapor aldırılarak, fazla çalışma ve genel tatil alacakları yönünden ıslah tarihinden geriye doğru beş yıllık süre için hesaplama yapılmalı ve dava dilekçesi ile talep edilip zamanaşımına uğramayan miktar da eklenerek sonuca gidilmelidir. Bu yön gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.