Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2511
Karar No: 2016/9573
Karar Tarihi: 31.03.2016

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/2511 Esas 2016/9573 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/2511 E.  ,  2016/9573 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    İİK"nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.

    Şikayete konu 984 parsel numaralı taşınmazın muhammen bedelinin 840,00 TL olduğu, birinci açık artırmada 1.220,00 TL"ye satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğu, şikayetçinin, icra mahkemesine verdiği dilekçesinde kıymetinin düşük olduğuna ilişkin bir iddiasının da bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin, muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir.
    Bu durumda, mahkemece, 984 parsel numaralı taşınmaza yönelik ihalenin feshi isteminin bu nedenle reddi gerekirken işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden ret kararı sonucu itibari ile doğru olup bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değil ise de;
    İİK"nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesinde; işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği öngörülmüştür. Borçlunun, 984 parsel numaralı taşınmaza yönelik ihalenin feshi isteminin, zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, anılan taşınmaz yönünden, borçlu aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    Diğer taraftan, borçlunun, diğer fesih sebeplerinin yanında, satış ilanının kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, tebligat mazbatasında itiraz sürelerinin belirtilmediğini ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    7201 Sayılı Tebligat Kanunu"nun “Aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçiye tebligat” başlıklı 16. maddesi ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesine göre; “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ, kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” Mevcut bu düzenleme karşısında, öncelikle kendisine tebliğ yapılacak şahsın adreste bulunmadığı tespit edilerek mazbataya yazılmalı, daha sonra aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine tebligat yapılmalıdır.

    Somut olayda, şikayetçi borçlu ... adına çıkartılan satış ilânının, 08.07.2015 tarihinde, tebliğ memuru tarafından; “muhatapla birlikte ikamet eden ...’ya tebliğ edildi” şerhi ile Tebligat Kanunu"nun 16. maddesine göre tebliğ edilmek istendiği, ancak muhatabın (borçlunun) adreste bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmeksizin tebligatın doğrudan ..."ya yapıldığı görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğundan, borçluya yapılan satış ilanı tebligatı usulsüzdür.
    İİK"nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
    O halde mahkemece, borçlunun şikayetinin kısmen kabulü ile 984 parsel dışındaki diğer taşınmazlar yönünden ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi