15. Hukuk Dairesi 2021/417 E. , 2021/1676 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada alacak, karşı davada itirazın iptali ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, karşı davadaki itirazın iptali istemi bakımından davanın kabulüne, alacak isteminin reddine yönelik verilen hüküm davacı-karşı davalı vekilince duruşmalı, davalı-karşı davacı vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vekili Avukat ... ile davalı-karşı davacı vekili Avukat ..."ın gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R -
Asıl dava, eser sözleşmeleri uyarınca eksik ve kusurlu imalât bedeliyle gecikme tazminatının tahsili, mükerrer tahsilatın istirdadı ve anahtar değişim bedeline karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise imalât bedelinden kalan alacağın tahsili istemiyle yapılan takibe vâki itirazın iptâline, yine iş bedelinin kalan kısmı olan ve 2004/20 D.iş sayılı raporu ile belirlenen elektrik ve tesisat işi ve munzam zararının tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece verilen ilk kararda asıl ve karşı davaların kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara karşı taraflarca temyiz isteminde bulunulması üzerine, Dairemizin 27/06/2013 tarih 2013/1320 Esas, 2013/4245 Karar sayılı ilamı ile; “6100 Sayılı HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca, gerçeğin ortaya çıkması için yeniden görevlendirilecek üç kişilik uzman bilirkişi heyetine, mahallinde keşif yapmak suretiyle, dosya ve tüm belgeleri incelettirmek, 25.12.2003 tarihli 39 nolu tespit hakediş itibariyle kesinleşen imalâtı aynen kabul ederek sonraki sözleşmeler kapsamında yapılan imalâtları saptamak, götürü bedelli olanlar için fiziki gerçekleşme oranını götürü bedele uygulamak, nakliye ücreti konusunda protokolün varlığı araştırılarak varsa protokol hükümleri, aksi takdirde sözleşme hükümleri esas alınarak, tarafların itirazlarını cevaplandırmak için gerektiğinde ek rapor almak suretiyle davalı-karşı davacı yüklenicinin gerçekleştirdiği imalâtların yasaya ve tekniğine uygun ayıpsız tutarını saptamak, davacı-karşı davalı iş sahibinin kanıtlayabildiği ödemelerin mahsubu ile kalan tutara göre karşı davada hüküm kurmaktan ibarettir.”gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulmak sureti ile yapılan yargılamada bu kez asıl davanın reddine, karşı davadaki itirazın iptali istemi bakımından davanın kabulüne, alacak isteminin reddine karar verilmiş, verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre yerinde bulunmayan tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacı- karşı davalının diğer temyiz itirazlarına gelince ; Mahkemece her ne kadar KDV oranının bozma kapsamı dışında kalarak kesinleştiği gerekçesi ile bozmadan önce belirlenen %18 KDV oranı üzerinden hesaplama yapılmış ise de; Dairemiz bozma ilamında götürü ve birim fiyatlı sözleşmeler bakımından hesaplama yapılması gerektiği belirtilerek karar bozulmuş olup, hesaplamanın içinde KDV de bulunacağından KDV oranının kesinleştiği düşünülemez. Bu bakımdan mahkeme gerekçesi hatalı olmuştur. Bu durumda davacı-k.davalı kooperatif, Gelir İdaresi Başkanlığı ... Vergi Dairesi Başkanlığı’na dilekçe ile başvurarak, KDV"den muafiyet durumunu sormuştur. Bu dilekçe üzerine, TC. Gelir İdaresi Başkanlığı ... Vergi Dairesi Başkanlığı Mükelllef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü 17.04.2009 tarihli yazısı ile: “…..3065 sayılı KDV Kanununa 4369 sayılı Kanunla eklenerek 01.01.1998 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe giren Geçici 15. madde hükmü ile 29.07.1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alınmış olan inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri KDV"den istisna edilmiştir…Diğer taraftan 29.07.1998 tarihinden sonra inşaat ruhsatı alınmış inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan taahhüt işlerinde…indirimli oranda ( % 1 ) KDV uygulanacaktır…14.05.1993 tarih ve 49 nolu inşaat yapı ruhsatının ..kooperatifiniz adına düzenlendiği …görülmektedir. Bu itibarla ……29.07.1998 tarihinden sonra kooperatifinize yapılan inşaat taahhüt işleri için Katma Değer Vergisi istisnası uygulanması mümkündür…” şeklinde cevabi yazısı ve mahkemece verilen ilk kararda yer alan mevzuata göre, bu uygulamanın yapılabilmesi için kooperatif tarafından defterdarlıktan alınmış mukteza veya üst birlik kooperatifinden alınmış izin yazısı olması ve bu belgelerin kooperatif tarafından yükleniciye verilmesi gerektiğini, kooperatifin bu belgeleri temin ederek yükleniciye verdiğini ispat edemediği gibi yüklenici tarafından % 18 KDV oranıyla kesilmiş faturalara kooperatif tarafından süresi içinde itiraz edilmediği anlaşıldığından %1 KDV oranının uygulanmayacağına dair gerekçenin değerlendirilmek üzere 6100 sayılı HMK’nın 266. maddesi gereğince çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektirdiği için eser sözleşmesi, kooperatif ve vergi mevzuatı konularında uzman üç kişilik teknik bilirkişi kurulundan, uygulanması gerekli KDV oranı bakımından gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi hatalı olmuştur. Kararın açıklanan bu yönden bozulması gerekmiştir.
3- Davalı-karşı davacının diğer temyiz itirazlarına gelince ;Mahkemece 30/05/2019 tarihli bilirkişi heyeti 2. ek raporun hükme esas alınarak raporda belirtildiği şekilde yüklenici tarafından 39 nolu hakedişten sonraki dönemde tesisat işleri adı altında imalat yapmadığından tesisat işleri talebinin reddi gerektiği değerlendirilmiştir. Ancak davalı-karşı davacı yüklenici tarafından 39 nolu hakediş düzenlendikten sonra 25/06/2004 tarihinde alınan 2004/20 D.İş sayılı tespit dosyasında bilirkişi tarafından 40 nolu hakediş olarak hesaplama yapıldığı belirtilerek yapılan imalatlar tespit edilmiş olup, bu imalatların arasında elektrik ve tesisat işlerinin yer aldığı görülmektedir. Davacı-karşı davalı kooperatife bu tespit raporu tebliğ edilmiş , davacı-karşı davalı tarafça rapora, işlerin yapılmadığı yönünden itiraz edilmemiştir. Yine bozmadan önce yapılan yargılamada alınan 05/11/2008 tarihli bilirkişi raporuna da bu imalatlar yönünden itiraz edilmemiştir. Bu durumda elektrik ve tesisat işlerinin 2004/20 D.iş dosyası ile tespit edilip 39 nolu hakedişe girmeyen kısımlarının yapıldığının kabulü gerekirken, reddi hatalı olmuş, hükmün bu yönü ile de bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz eden davacı- karşı davalı kooperatif vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün temyiz eden davacı- karşı davalı yararına bozulmasına, 3. bent uyarınca temyiz eden davalı- karşı davacı yüklenici vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün temyiz eden davalı- karşı davacı yararına BOZULMASINA, 2.540,00"ar TL duruşma vekâlet ücretinin taraflardan karşılıklı alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan taraflara verilmesine,peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine, 14/04/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.