20. Hukuk Dairesi 2014/7155 E. , 2014/10214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1959 yılında yapılan kadastro sırasında, ... Köyü 54 ve 56 parsel sayılı sırasıyla 13.300 m2 ve 8200 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, 20.12.1951 tarih 143 ve 144 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak tarla niteliği ile ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, 12.02.2013 tarihli dava dilekçesiyle, çekişmeli 54 ve 56 parsel sayılı taşınmazların halen eylemli orman olup, kesinleşen tahdit içinde kaldıkları ve orman oldukları iddiasıyla, tapu kayıtlarının iptal edilerek, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescilleri ve davalının bu yerlere yönelik elatmasının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava konusu ... mahallesi 54 ve 56 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine, elatmalarının önlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman tahditi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1944-1945 yıllarında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 sayılı Kanun hükmüne göre makiye ayırma işlemi, 1959 yılında arazi kadastrosu 23.11.1982 yılında ilân edilerek kesinleşen 1744 sayılı Kanuna göre ilk tahdidin aplikasyonu ve 2. madde uygulaması ile 1991-1993 yılları arasında 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan 2/B uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak, yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazların tamamının orman tahdit hattı içinde kaldığı ve eğim ölçere göre %15-25 eğimli oldukları, üzerlerinde10-15 yaşlarında çam ağaçları ve meşe, dişbudak, kocayemiş gibi tam kapalılıkta maki bitki örtüsü bulunduğu ve orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdıkları anlaşıldığına, makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği Y.İ.B.B.K.nın 22.03.1996 gün 1993/5-1 sayılı ve H.G.K.nun Y.K.D"nin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararı ile kabul edildiğine ve her ne kadar taşınmazlar makiye ayırmadan sonra 4753 ve 5618 sayılı kanun hükümleri uyarınca tevzi edilmişler ise de, 4753 sayılı Kanunun 8. maddesinde ormanların tevzi edileceğine dair bir hüküm bulunmadığına, 6831 sayılı Kanunun 1/J bendinin karşı kavramından funda veya makiliklerle örtülü orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan
- 2 - 2014/7155 - 10214 yerlerin orman sayılacağına, bilimsel olarak da % 12’den fazla eğimli makilik sahaların orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle muhafaza (koruma) makisi yani orman sayılması gerektiğine, bu nitelikteki taşınmazların 5653 sayılı Kanun hükümlerine göre makiye ayrılamayacağına, ayrılmış olsa bile kanunî dayanağı bulunmadığından yok hükmünde sayılacağına, orman niteliğini koruyan muhafaza (koruma) makilik alanlarda 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 sayılı İnançları Birleştirme Kararının ve H.G.K.nun Y.K.Dnin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararının uygulama yerinin bulunmadığına, tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, Anayasa ve yasalarda ormanların tevziye tâbi tutulacağı yönünde hiçbir hüküm bulunmadığı, çekişmeli taşınmazlar daha önce yapılan orman kadastro sınırları içinde ve tapu sicilinde orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı ve mülkiyet hakkı Hazineye ait kamu malı orman oldukları belirlenerek kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 04/12/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.