Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/13274
Karar No: 2015/1127
Karar Tarihi: 23.01.2015

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/13274 Esas 2015/1127 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/13274 E.  ,  2015/1127 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi

    Dava, 11.02.2009-25.09.2012 tarihleri arasında sigortalılığın tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağı, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4. ve devamı maddeleridir.
    5510 sayılı Yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasında “Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;

    b) Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise;
    1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,
    2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar,

    sigortalı sayılırlar.” düzenlemesine yer verilmiştir.
    Anılan düzenleme ve devamındaki “Sigortalılığın Başlangıcı” başlığını taşıyan 7. madde hükümlerine göre, “...kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar” olarak nitelendirilen çalışanlardan “gerçek ve basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” için mükellefiyetin başlangıç tarihinden, “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan “esnaf ve sanatkarlar siciline kayıtlı olanlar” kayıtlı oldukları tarihten itibaren sigortalı sayılmaktadırlar.
    Davaya konu somut olayda; 13.09.2006-11.02.2009 tarihleri arasında ortağı olduğu limited şirketin vergi kaydı, 14.09.2009- 11.02.2009 tarihleri arasında ortağı olduğu limited şirketin sicil kaydı olan ve 22.11.2006 tarihinde 13.09.2006 tarihi itibari ile 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edilen davacı,


    11.02.2009-25.09.2012 tarihleri arasında sigortalılığının tespitini istemiş, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kurum, 09.10.2012 tarihli işlemi ile davacının sigortalılığının 11.02.2009 tarihi itibari ile sona erdiğini tespit etmiştir. Davacının, 30.06.2010-12.08.2010 tarihleri arasında 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamındaki çalışmaları vardır. Davacının 24.02.2009- 27.08.2012 tarihleri arasında düzenli sayılabilecek prim ödemesinin olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacının, ihtilaf konusu dönemde yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler yürürlükte olup, sigortalılık niteliğinin varlığı sorunu da, anılan düzenlemeler doğrultusunda çözümlenmelidir. Belirtmek gerekirse, anılan düzenleme gereği, sigortalılığın oluşumu yönünden, “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma” olgusunun varlığı zorunlu ve asli unsur olup, vergi dairesine ve .... kayıtlı olmak; anılan çalışmayı doğrulayan bir şekil şartından ibaret olduğu cihetle aksinin kanıtlanması olanaklıdır. Diğer bir anlatımla, bu gibilerin mesleki faaliyetlerine son verdiklerinin kanıtlanması halinde, artık somut bir çalışmaya dayanmayan, soyut ve sadece evrak üzerindeki vergi/Esnaf Sicil Memurluğu kaydına itibar edilerek, kişiyi sigortalı saymak, Kanunun amacına aykırı olacaktır.
    Hâl böyle olunca, mahkemece, öncelikle, HMK’nın 31. maddesine göre; davacı asil, isticvap edilerek, ihtilaf konusu dönemdeki talebinin zorunlu sigortalılığa mı? isteğe bağlı sigortalılığa mı? yönelik olduğu açıklattırılmalı; sonrasında, talebin zorunlu sigortalılık süresinin tespitine yönelik olması halinde, davacının dava konusu dönemde, 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında, kendi nam ve hesabına çalışmasına ilişkin, sosyal güvenliğin vazgeçilmez ve kaçınılamaz kamusal yapısı gereği, yöntemince ve re’sen araştırma yapılarak, varılacak sonuç uyarınca, açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde değerlendirme yapılıp, davacının zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gereken dönem, kuşku ve duraksamaya neden olmayacak şekilde belirlenmelidir.
    Talebin isteğe bağlı sigortalılık süresinin tespitine yönelik olduğunun belirlenmesi halinde ise davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın 50 ve devamı maddeleridir.
    50. madde hükmüne göre, “isteğe bağlı sigortalı olabilmek için Türkiye"de ikamet edenler ile Türkiye"de ikamet etmekte iken sosyal güvenlik sözleşmesi imzalanmamış ülkelerdeki Türk vatandaşlarından;
    a) Bu Kanuna tâbi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmamak veya sigortalı olarak çalışmakla birlikte ay içerisinde 30 günden az çalışmak ya da tam gün çalışmamak,
    b) Kendi sigortalılığı nedeniyle aylık bağlanmamış olmak,
    c) 18 yaşını doldurmuş bulunmak,
    d) İsteğe bağlı sigorta talep dilekçesiyle Kuruma başvuruda bulunmak, şartları aranır.”.

    51. maddede sigortalılığın, isteğe bağlı sigortalılığını sona erdirme talebinde bulunanların, primi ödenmiş son günü takip eden günden, aylık talebinde bulunanların, aylığa hak kazanmış olmak şartıyla talep tarihinden veya ölen sigortalının ölüm tarihinden itibaren sona ereceği hüküm altına alınmış, 52. maddenin 3. fıkrasında da “Ait olduğu aydan itibaren en geç 12 ay içinde 89 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammıyla birlikte primi ödenmeyen süreler, sigortalılık süresinden sayılmaz.” hükmüne yer verilmiştir.
    Anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde, Mahkemece, gerekirse Kurumdan celp edilecek kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, davalı Kurumun kabul ettiği sigortalılık süreleri için ödenmesi gereken prim borçları dışında davacının ödediği primlerin, yazılı talep olmasa bile isteğe bağlı sigortalılık iradesi yerine geçtiği gözetilmeli, ihtilaf konusu dönemde isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edilmesi gereken süre belirlenmelidir. Şüphesiz davacının 5510 sayılı Yasanın 4/1-a maddesi kapsamındaki çalışmalarının olduğu süre dışlanmalıdır.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi