12. Ceza Dairesi 2013/10291 E. , 2014/7904 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 4 - 2011/113180
Mahkemesi : Gülnar Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 22/11/2010
Numarası : 2010/214-2010/237
Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanık hakkında açılan kamu davasının şikayet yokluğu nedeniyle düşmesine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet Savcısının özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete tabi olmadığına ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1- Gerekçeli karar başlığında, 16.09.2010 olan suçun işlendiği tarihin, “24.09.2010” olarak yazılması ve suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK"nın 232/2-c; şikayetinden vazgeçen mağdur Selda"nın, “müşteki” olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/2-b maddelerine aykırı hareket edilmesi,
2- Dosya kapsamına göre, olay tarihinde, mağdur Selda banyoda duş aldığı sırada, öz babası olan sanık Musa"nın, zemine uzanıp, banyo kapısı altındaki boşluktan faydalanarak, aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuzunu kötüye kullanmak suretiyle mağdurun çıplak halini gizlice gözetlediği olayda,
Mağdur Selda"nın fiziksel mahremiyetine müdahale eden sanığın eyleminde özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun yasal unsurlarının oluştuğu; ayrıca, sanığın, mağdurun onur ve namusunu ilgilendiren bir konuda ve onun vücut dokunulmazlığını ihlal etmeden, cinsel arzu ve isteklerini tatmin maksadına yönelik eylemiyle cinsel taciz suçunu da işlediği,
Bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanık hakkında, TCK"nın 44. maddesi gereğince daha ağır cezayı gerektiren özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekmekte ise de, anılan suçun, TCK"nın 139/1. maddesi gereğince soruşturulması ve kovuşturulmasının şikayete bağlı olduğu, 22.11.2010 tarihli oturumda mağdurun şikayetinden vazgeçtiği ve aynı oturumda hazır bulunan sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul ederek hakkında düşme kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmakla,
Fikri içtima kapsamına giren özel hayatın gizliliğini ihlal suçu bakımından kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleşmemesinden dolayı fikri içtima ilişkisinin sona ermesi karşısında, sanığın sorumluluğunun, mevcudiyetini devam ettiren ve soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olmayan TCK"nın 105/2. maddesindeki cinsel taciz suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle, sanık hakkında düşme kararı verilmesi, kanuna aykırı,
3- Hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile TCK"nın 134/1. maddesinde yapılan değişikliğe göre hapis cezasının üst sınırı itibariyle 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.