Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/805
Karar No: 2019/4048

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2019/805 Esas 2019/4048 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı Hazine tarafından açılan tazminat davası sonucunda 154 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının orman olduğu gerekçesiyle iptal edilmesi sebebiyle ortaya çıkan zararın mahkeme kararıyla Hazine tarafından karşılanması istenmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ve taraflar arasındaki dava, Yargıtay tarafından incelenerek onanmıştır. Ancak, Hazine tarafından karar düzeltme istenilmiştir ve Yargıtay, bilirkişi raporunun yetersiz olduğu gerekçesiyle kararı bozmuştur. Kararın bozulmasına sebep olan kanun maddesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesidir.
20. Hukuk Dairesi         2019/805 E.  ,  2019/4048 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairenin 06/12/2018 gün 2018/4687 E-2018/7986 K sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili 02.03.2015 tarihli dilekçe ile; müvekkillerinin miras bırakanı ...’in maliki olduğu ... ilçesi, ... mevkii 154 parsel sayılı taşınmazın Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/338 E.-2008/235 K. sayılı ilamıyla orman olduğu gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapusunun iptaline karar verildiğini, 18.02.2009 tarihinde kesinleştiğini, tapunun iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup şimdilik 10.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Birleşen davanın davacıları ... ve arkadaşları vekili 07.08.2015 tarihli dilekçe ile; aynı yöndeki iddiaları ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 10.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Daha sonra asıl ve birleşen davanın davacıları vekili; 24.05.2016 havale tarihli ıslah dilekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak toplam 358.802,85 TL tazminatın tapu kaydının iptaline ilişkin kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
    Mahkemece; davalar birleştirildikten sonra davanın kabulüne, asıl dava yönünden 218.095,85 TL tazminatın, birleşen dava yönünden 140.707,00 TL tazminatın tapu iptali ve tescil davasının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak payları oranında davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekilince temyiz edilmekle Dairenin 06/12/2018 gün 2018/4687 E.-2018/7986 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir.
    Davalı Hazine vekili bu kez Daire kararının düzeltilmesini istemiştir.
    Dava, tapu kaydının mahkeme kararıyla iptal edilmesi sebebiyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
    Dosya kapsamının incelenmesinden; 1952 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 154 parsel sayılı 2.800 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapu kaydı uygulanarak kestanelik niteliği ile ... adına tespit ve tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından açılan dava sonucu Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/338 E. -2008/235 K. sayılı ilamıyla taşınmazın orman olduğu gerekçesiyle tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescile karar verildiği, hükmün 18.02.2009 tarihinde kesinleştiği, davanın 02.03.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
    Mahkemece kurulan hüküm usul ve kanuna aykırıdır.
    Mahkemece TMK’nın 1007. maddesi uyarınca davacının zararının doğduğu ve bu zararın Hazinece karşılanması gerektiği belirtilerek ve değerlendirme tarihi itibari ile arsa niteliğinde olan taşınmaza emsal metodu kullanılarak değer belirlenmesinde yöntem olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu yetersiz olup mahkemece bilirkişi raporu denetlenmeden hüküm kurulmuştur.
    Şöyle ki; hükme dayanak olan bilirkişi raporunda somut emsal olarak incelenen taşınmazın resmi satış akit tablosu getirtilmemiş, emsal taşınmazın değerlendirmeye esas alınan 24/10/2007 tarihi itibari ile düzenleme ortaklık payı düşülmüş imar parseli mi yoksa imar planına alınmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastral parsel mi olduğu, değerlendirme tarihi olan 18/02/2009 tarihi itibari ile dava konusu ve emsal alınan taşınmazın arsa metrekare rayiç bedeli takdir komisyonu tarafından re"sen belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri araştırılmak sureti ile bilirkişi raporu denetlenmemiş, bilirkişiler tarafından dava ve emsal taşınmaz şehir haritası üzerinde taşınmazların birbirlerine olan mesafeleri ve bu taşınmazların ilin merkezine uzaklıkları (adliye, valilik binası, ticari nitelikte olan yerlere olan uzaklıkları) gösterilmemiştir.
    Belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dosya mahkemesine geri çevrilmiş, yapılan araştırma sonunda dava konusu taşınmaz ile emsal alınan taşınmazın imar planı kapsamında kaldığı, ancak dava konusu taşınmazın imar planına alınmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastral parsel, emsal alınan taşınmazın ise DOP düşülmüş imar parseli olduğu belirlenmiştir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal olarak incelenen taşınmaz ile dava konusu taşınmazın imar parseli olduğuna dair hatalı değerlendirme sonucu çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılmamıştır.
    Bu nedenlerle davaya konu taşınmazın niteliği ve değerinin yöntemine uygun şekilde tespit edildiği söylenemez.
    Bu durumda; emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak, taşınmazdan DOP payının düşülmesinin gerekip gerekmediği belirtilmek, dava konusu ve emsal taşınmazın m2 emlak değerlerini oranlayarak bilirkişi raporunu denetlemek suretiyle gerçek zararın belirlenmesi gerektiğinden, taraflara dava konusu taşınmaz ile aynı bölgeden bulunamaması halinde yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihinden önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer nitelikli ve yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla keşif yapılarak, denetlemeye olanak veren bilimsel verileri içeren rapor alınması, emsal alınan taşınmazlara ilişkin resmi satış akit tablolarının tapu müdürlüğünden getirtilmesi, emsal taşınmazlar ile çekişmeli taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporunun da denetlenmesi, dava konusu taşınmazın ve emsal alınan taşınmaz/taşınmazların değerlendirme tarihi itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parselleri olup olmadıkları, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye başkanlığı imar ve tapu müdürlüklerinden sorulup, emsalin İmar Kanunu uyarınca imar parseli, dava konusu taşınmazın ise imar uygulaması yapılmamış arsa parseli olduğunun belirlenmesi halinde çekişmeli taşınmazın emsalle karşılaştırma sonucu bulunan değerinden düzenleme ortaklık payına karşılık gelecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmesi, tazminat hesabı yapılırken taşınmazın tapusu iptal edilen yüzölçümünün dikkate alınması ve oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak ve bilirkişi raporu denetlenmeden hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde onandığı anlaşıldığından, davalı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 06/12/2018 gün 2018/4687 E. -2018/7986 K. sayılı onama kararının KALDIRILMASINA ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/06/2019 günü oy birliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi