
Esas No: 2014/27479
Karar No: 2015/1113
Karar Tarihi: 23.01.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/27479 Esas 2015/1113 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacıya gönderilen ödeme emirlerinin davacıya 10.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 27.01.2013 tarihinde açıldığı, 6183 sayılı Yasa"nın 58. maddesi uyarınca ödeme emrine karşı dava açma süresi 7 gün olduğundan hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır.
25.01.2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 21. maddesinde ise; tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir hâlde olduğu takdirde tebliğin orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması gerektiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Hukuk Genel Kurulu"nun 14.12.2011 tarih ve 2011/21-882 Esas, 2011/767 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Tebligat Kanunu"nun 13"üncü maddesinde,
kendisine tebligat yapılacak şahısların derecelendirildikleri görülmektedir. Bir kere, hükmi şahıslar namına kendilerine tebligat yapılabilecek salahiyetli mümessiller mutad iş saatlerinde işyerlerinde bulundukları ve o sırada evrakı bizzat alacak durumda oldukları takdirde memur ve müstahdemlere tebligat yapılamaz. Saniyen, memur veya müstahdemlere tebligat yapılabilecek hallerde de, önce kendisine tebligat yapılacak şahsın, şirketin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle muhatap hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen veya evrak (bu durum tebliğ mazbatasına dercedilmek suretiyle) o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme tebligat yapılabilir. Daha önce kendisine tebligat yapılması gereken kimselerin bulunmadıklarını veya tebligatı bizzat alamayacak durumda olduklarının ispatı bakımından mazbatada yer alacak kayıt bilhassa önemlidir (E. Moroğlu, Makalelerim I, İstanbul 2001, s. 4-5).
Somut olayda, ödeme emirlerine ilişkin davacı şirkete yapılan tebligatın, hükmi şahıslara tebligat usulünü düzenleyen 7201 sayılı Yasa"nın 12. ve 13. maddelerine aykırı olduğundan, usûlüne uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece, davacıların belirttikleri tebliğ tarihi dikkate alınarak, söz konusu ödeme emirlerine konu idari para cezalarına ilişkin ilgili mevzuat uyarınca davanın esasına girilerek, yargılama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davacıya iadesine, 23.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.