8. Hukuk Dairesi 2010/4703 E. , 2011/1958 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... ve.... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 20.04.2010 gün ve 285/173 sayılı hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... (Duruk) ile vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma talebinin değer yönünden reddine karar verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, ortak miras bırakanları...’un ölümünden sonra tüm mirasçıların katılımı ile düzenledikleri 13.4.1972 tarihli miras taksim sözleşmesi gereğince dava dilekçesinde ada ve parsel numaraları yazılı bulunan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile sözleşmeye göre davacılar adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ... vekili, sözleşmenin vekil edeninin ölen ağabeyi... tarafından hazırlandığını ancak sözleşme altındaki imzanın vekil edenine ait olmadığını, sözleşmeye imza atmadığını, sözleşmedeki bir kısım imza ve parmak izlerinin de sahte olduğunu, ayrıca zamanaşımının geçtiğini, ...’nin miras paylarını tapuda mirasçılardan Mehmet ile vekil edenine sattığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Diğer davalı..., sözleşme sırasında eşi ile ağabeyi ...’ın dargın olduklarını ve ağabeyinin kendisini çağırarak zorla, tehditle, eşine zarar vereceğini söyleyerek sözleşmeye parmak bastırdığını, okuma yazması olmadığını, yerleri erkeklerin kendilerinin paylaştığını, kızkardeşi ...’ın kabul etmesi halinde kendisinin de bu şekilde paylaşımı kabul ettiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazların taksime göre zilyet edildiğinden zamanaşımının gerçekleşmediği, imza itirazı üzerine yaptırılan bilirkişi incelemesi sonunda sözleşme altındaki imzanın davalı ...’ın eli ürünü olup olmadığının tesbit edilemediği, yapılan keşifte dinlenen tanık beyanları ile taşınmazların taksime göre kullanıldığının belirlendiği, taksim sözleşmesinde tüm mirasçıların katıldıkları geçerli olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ... ile vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; TMK.nun 676.maddesi uyarınca taksim sözleşmesine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. TMK.nun 676.maddesi 3.fıkrasına göre paylaşma sözleşmesinin geçerli olması için yazılı biçimde yapılması gerekir. Sözleşmenin yazılı olmasına ilişkin şart, bir ispat şekli değil geçerlilik şartıdır. Somut olayda miras taksim sözleşmesi yazılı olup, duraksama, sözleşmede ismi bulunan ve mirasçılar arasında yer alan imzasına itiraz eden davalı ...’ın ismi altındaki imzanın kendisine ait olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın dayanağı 13.4.1972 tarihli miras taksim sözleşmesinde, tüm mirasçıların katıldığı ve mirasçıların bir kısmının imzası, bir kısmının parmak izinin bulunduğu, ayrıca iki şahit,muhtar ve azalar tarafından da imzalanarak 10.1.1971 tarihinde ölen muris...’tan kalan taşınmazların taksim edildiği görülmektedir. Davacılar tarafından bildirilen tanıklardan yargılama oturumlarında dinlenen tanıklar..., ... ve... “taksimi duyduklarını, ne şekilde yapıldığını bilmediklerini”, keşifte dinlenen mirasçılardan ...’nin eşi olan Mazhar Duruk ise “sözleşmeye göre mirasçılar arasında paylaşım yapıldığını, kızlara sözleşmedeki yerlerin verildiğini, 1993 yılında eşine düşen yerleri ...’a sattıklarını, ... ve ...’ın yerlerini kullandıklarını, ...’nin okuma yazma bilmediğini, parmak izinin kendine ait olmadığına ilişkin dilekçe verdiğini” ifade etmişlerdir.
Mahkemece, davalı ... vekilinin imzaya itirazı üzerine ...’a ait değişik yerlerde kullanmış olduğu imzasını içeren belgeler getirtilerek imza incelemesi yaptırılmış, dava konusu sözleşme üzerinde yapılmayan 10.7.2007 tarihli ilk bilirkişi incelemesinde, ... tarafından kullanılan imzanın grafolojik açıdan değer taşıyan yapıları ihtiva etmekten uzak, ayırıcı kişisel özellikleri belirgin olmayan, başkaları tarafından taklide müsait imzalar olduğu bildirilirken, sözleşme incelenerek yaptırılan Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Fizik İhtisas Dairesinin 25.12.2009 tarihli raporunda; inceleme konusu belgede ... adına atılı “...” isim yazısı tersimli imzanın teşhise götürecek karakteristik materyal, önemli yazı ve tanı unsuru içermeyen, sınırlı sayıda harf içeriğinden ibaret basit tersimli bir imza olup “ı” ile “n” harflerinin üzerinden gidilmiş olması sebebiyle aidiyetinin ve bu meyanda ...’ın eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiştir.Mahkemece miras taksim sözleşmesinin geçerli olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, gerek alınan Adli Tıp Raporundaki gerekçe ve imzanın ...’a ait olup olmadığının belirlenememiş olması, dosya üzerinde yapılan incelemede ... tarafından değişik yerlerde kullanılan imzaların basit ve taklide müsait oluşu, dosya arasında değişik belgeler de imza kullanmış olmakla beraber temyiz sırasında verdiği vekalette parmak izi kullandığının görülmesi, davalı ... dışında mirasçılardan dava dışı ...’nin de sözleşme altındaki parmak izinin kendisine ait olmadığına ilişkin dilekçe vermiş olması, dinlenen tanıklardan sadece ...’nin eşinin sözleşmeden haberdar olduğunu bildirmesi, taksim sözleşmesi gereği yerlerin sözleşmeye göre kullanıldığı bildirilmekle birlikte ...’nin taksimen kalan yerleri değil mirasen gerek babası gerek annesinden kalan yerleri tapuda diğer mirasçılardan ... ve ...’a sattığının anlaşılması, yine Karacaahmet köyündeki 1274 parselin sözleşmede yer almakla beraber sözleşme sonrası 9.1.1973 tarihinde miras bırakan adına değil, tüm mirasçılar adına paylı mülkiyet şeklinde hükmen mahkeme kararı ile tescil edilmiş ve ... paylarının yine tapuda diğer mirasçılar ... ve Mehmet’e satılmış olması karşısında, sözleşme altındaki imzanın ...’a ait olup olmadığı şüphe yaratmakta olup diğer yandan ...’nin miraspaylarını tapuda satması karşısında sözleşmenin geçerli olmadığı sonucuna varılmaktadır. Bu sebeple tüm mirasçıların katılımı ile düzenlenmiş hukuki sonuç doğuran geçerli bir miras taksim sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceğine göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken değişik gerekçelerle taksim sözleşmesine değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... ile vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 89,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 05.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.