8. Hukuk Dairesi 2011/315 E. , 2011/1957 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının reddine dair İzmir 12.Aile Mahkemesinden verilen 09.09.2009 gün ve 700/710 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen iki parça taşınmazın alımında çalışması karşılığı geliri ve düğünde takılan o tarih itibarıyla 2.500 TL. değerindeki para ile ziynet eşyaları ile vekil edeninin katkıda bulunduğunu açıklayarak, halen davalı üzerindeki... Göçmen konutlarındaki daire ile Bornova ilçesi 519 ada 15 parselde arsa ve üzerindeki bina bakımından yarı paylarının vekil edenine aidiyetine; bu talepleri kabul edilmediği takdirde bilirkişi ile belirlenecek bedellerinin yarısının taşınmazların satın aldığı tarihten işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak vekil edenine verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçirilmesinden sonra açıldığını, kaldı ki tarafların boşanma dosyasında boşanmanın sonuçlarına ilişkin talepte bulunmayacaklarını bildirdiklerini, her iki taşınmazın bedelinin de vekil edeni tarafından ödendiğini ve halen ödenmekte olduğunu, davacının ve vekil edeninin çalıştıklarını ancak davacının adına araç aldığını, evlenme sırasında sadece para takıldığını, takı olmadığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, zamanaşımı sebebiyle süresinde açılmayan ve yeterince ispat edilemeyen davanın her iki nedenden ötürü reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içinde yer alan boşanma dosyası, nüfus aile kayıt tablosu ve tarafların açıklamalarına göre; taraflar 1989 yılında evlenmiş, 19.10.2004 tarihinde açılan boşanma davası sonunda 9.3.2005 tarihinde kesinleşen hükümle evlilik birliği son bulmuştur. TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Dava konusu taşınmazlardan göçmen konutlarındaki dairenin 1990 yılında, arsa niteliğindeki 519 ada 15 parselin 18.2.1994 tarihinde evlilik birliği içinde davalı adına edinildikleri, daha sonra arsa üzerine iki katlı bina yapıldığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazların satın alındığı iddia edilen dönem itibariyle eşler arasında “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı 19.10.2004 tarihi itibariyle sona ermiştir. Dava konusu taşınmazların edinildikleri tarih itibarıyla uyuşmazlık 01.01.2002 tarihinden önceye ilişkin olup eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı TMK.nun 178.maddesinde düzenlenen dava zamanaşımına ilişkin düzenleme eldeki davaya uygulanamaz. Taraflar arasındaki uyuşmazlıkta 743 sayılı TKM.nin 5. maddesi yollamasıyla Borçlar Kanununun başka türlü hüküm mevcut olmadığı takdirde her dava için öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresini öngören 125.maddesindeki düzenlemenin uygulanması gerektiği açıktır. Davanın 21.9.2007 tarihinde ve süresinde açıldığı gözden kaçırılmıştır. Mahkemenin zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmiş olmasında isabet bulunmamaktadır.
Diğer yandan; mahkemece davanın yeterince ispat edilememesi sebebiyle de reddedildiği anlaşılmaktadır. Dosya arasında bulunan ve getirtilen kayıt ve belgelere, yerinde yapılan keşfe,alınan tanık beyanları ve bilirkişi raporlarına göre; tarafların her ikisinin de 1990 yılından itibaren çalışarak gelir elde ettikleri, davacının çalışmasının davalıdan fazla olduğu,davalının ise ek olarak inşaat işlerinde çalışarak gelir elde ettiği,düğün fotoğrafları ve destekleyen tanık beyanlarına göre davacıya düğünde takılan para ve takılar olduğu ve bunların göçmen konutlarındaki evin alımı sırasında kullanıldığı,diğer taşınmaz ve üzerine inşa edilen binanın da tarafların gelirleri ve banka kredisi ile edinildiği, kadının gelirinden ayrıca adına alınan araç için harcama yapıldığı anlaşılmaktadır. Bilirkişiler tarafından taşınmazların ayrı ayrı dava tarihi itibarıyla belirlenen değerleri ile az yukarıda belirlenen hususlar ve ayrıca mal ayrılığı döneminde TKM,nin 152.maddesine göre davalının evi geçindirme yükümlülüğü dikkate alınarak davacının katkı payı alacağının göçmen konutlarındaki taşınmaz bakımından 31.488 TL., Bornova’daki taşınmaz bakımından 45.500 TL. olarak belirlenmesinde gerek toplanan ve dikkate alınan deliller ve gerek yapılan hesaplamada, usul bakımından bir yanlışlık yoktur. Bu açıklamalara göre 7.10.1953 tarihli 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca; katkıda bulunduğunu iddia eden davacının, bu katkısına dayanarak ayın (mülkiyet) talep edemeyeceği dikkate alındığında davacının taşınmazların yarısının aidiyetinin tespitine ilişkin isteği bakımından mahkemenin red kararı sonucu itibarıyla doğru ise de terditli isteği katkı payı alacağı bakımından mahkemece, davacının katkısının olmadığı ve davanın yeterince ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş olması da yerinde olmamıştır.
Davacının katkı payı alacağı bakımından incelendiğinde; Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları, deliller, tanık beyanları, taraf açıklamaları ile mahkemece alınan,usul ve yasaya uygun görülen 5.1.2009 tarihli bilirkişi raporuna göre Bornova’da bulunan 519 ada 15 parseldeki arsa ve üzerindeki bina açısından belirlenen katkı payı alacağı hesabında ve bulunan 45.500 TL. miktarda da bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak değere ilişkin alınan 10.10.2008 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazlardan ... ilçesi Görece Göçmen konutlarındaki taşınmaz, Barbaros sokak Altınova apartmanı 3.kat 12 nolu daire olarak belirlenerek rapor düzenlemiş ve değer taşınmazın dairenin tümü itibarıyla belirlenmiş ise de eksikten dosya arasına getirtilen tapu kaydında taşınmazın ... Görece köyü 110 ada 1 parselde Taşkent blokları 2.kat 9 numaralı daire olarak bildirilmiştir.Ayrıca gelen tapu kaydında davacı ...,davalı ... ve müşterek çocukları Özlem’in 17.3.1997 tarihi itibarıyla 1/3’er paylarının olduğu görülmektedir. Bu sebeple bilirkişi raporundaki taşınmaz ile eksikten gönderilen taşınmazların aynı taşınmaz olup olmadıkları, edinme tarihi ve nedeni konusunda tereddüt hasıl olmuştur. Mahkemece bu tereddütün giderilmesi için tarafların da görüşleri alınarak dava konusu taşınmaz net olarak belirlenmeli, bu taşınmazın evlilik içinde hangi tarihte kim adına, ne şekilde edinildiği getirtilecek tapu kayıtları ile saptanmalıdır. Daha sonra bu taşınmazda davalı ...’in payı olduğunun anlaşılması halinde belirlenecek bu pay üzerinde davacının katkı payı alacağı talep edip edemeyeceği, ne miktarda katkı payı alacağının olduğunun dosya arasındaki 5.1.2009 tarihli bilirkişi raporundaki usul de dikkate alınarak tespit edilmesi ondan sonra oluşacak duruma göre olumlu olumsuz bir hüküm kurulması gerekir. Mahkemece bu taşınmaz bakımından yapılan araştırma ve inceleme eksiktir.Tüm bu açıklamalar dışında mahkemece karar verilirken ayrıca davacı tarafın talep ettiği miktar ve kazanılmış haklar ile davacının dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunun da gözönünde bulundurulması gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 05.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.