3. Hukuk Dairesi 2019/5816 E. , 2020/2382 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde özetle; kurumun alacağından dolayı ...Belediye Başkanlığı aleyhine icra takibi başlatıldığını; takibe konu borcun, sulama işi için kullanılan su motorunun abonesiz düz bağlantı yapılarak kullanılması nedeniyle tutulan kaçak elektrik tutanağına göre hesaplandığını, bahsi geçen borçlu belediyenin daha sonra davalı belediyenin bünyesine dahil edildiğini ve davalı tarafça icra takibine itiraz edildiğini belirterek itirazın iptali ile davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, savunmasında özetle; davacı kurum çalışanları tarafından tutulan tutanağın gerçeği yansıtmadığını, söz konusu su motorunun kendilerine ait olmadığını, demirbaş listelerinde bu motorun bulunmadığını, motorun kime ait olduğunun da bilinemediğini ve muhatap bulunamadığını; bunun üzerine bağlı olunan muhtarın beyanına göre tutanak tanzim edildiğini, anılan su motoru ile civardaki köy okulunun bahçesinde bulunan ağaçların sulamasının yapıldığını, yani bu motorun kamu hizmetinde kullanıldığını, motorun kendilerine ait olmadığı gibi sulama işlerinde herhangi bir görevlendirmenin de yapılmadığını, belediyenin kurulmasından önce söz konusu uygulamanın başladığını,bu nedenlerle kendilerine atfı kabil bir kusur bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, su motorunun davalı belediyeye ait olmadığı, belediyenin kurulumundan önce kamusal amaca yönelik ilkokul bahçesindeki ağaçların sulanması amacı ile elektrik kullanılarak su motorunun çalıştırıldığı, bu hususta belli bir muhatap ve görevlinin bulunmadığı, davalı tarafa atfı kabil bir kusurun da olmadığı, dönemin belediye başkanı ve mahalle muhtarının aynı olaydan ötürü ceza mahkemesinde yargılanarak beraat ettikleri gerekçesiyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, dairemizin 2015/18704 E 2017/5359 K sayılı ilamıyla; ceza mahkemesince verilen beraat kararının hukuk hakimini bağlayıcı olmadığı, davalı tarafça aksi ispat edilemeyen 11.02.2008 tarihli kaçak tespit
tutanağı gereğince; davalının tarafına tahakkuk ettirilen kaçak kullanımı nedeniyle sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi gerektiği; bu nedenle, alanında uzman bilirkişi ya da bilirkişi heyetinden rapor alınarak kaçak tespit tutanağı tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak kaçak elektrik bedelinin belirlenmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak bilirkişi raporu aldırılmış; rapor doğrultusunda davalı borçlunun Mersin 1. İcra Müdürlüğü"nün 2009/5128 Esas sayılı dosyasında takibe yaptığı itirazın iptali ile takibin 20.720,87.-TL asıl alacak ve taleple bağlılık ilkesi gereğince 1.158,09.TL lik dönem faizi üzerinden devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin dava konusu alacağın likit olmaması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekir .
2- HMK 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.
Dosyanın incelenmesinde, davacı tarafça başlatılan icra takibinde 20.720,87 TL asıl alacak ve 1.158,09 TL işlemiş faiz üzerinden alacak talep edildiği, davalının borcun tamamına itiraz ettiği, dava dilekçesinde ise harca esas değer 20.720,87 TL gösterilerek davanın açıldığı ve bu miktar üzerinden harçlandırma yapıldığı, mahkemece verilen kararda ise talep aşılarak takibin tümü yönünden ve 1.158,09 TL’lik faiz tutarı da hüküm altına alınarak itirazın iptaline karar verildiği görülmektedir.
O halde; mahkemece, taleple bağlılık kuralı gereğince davacı tarafça talep edilen 20.720,87 TL dava değeri üzerinden taleple sınırlı olarak asıl alacak bakımından itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak harçlandırılmayan faiz tutarı bakımından da hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.