22. Hukuk Dairesi 2017/20071 E. , 2019/4646 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 20/07/1998-02/09/2014 tarihleri arası garson olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini beyanla kıdem tazminatı, ücret, genel tatil, fazla mesai ile yıllık ücretli izin alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının önceki dönemlerde bir müddet çalışması bulunmakla beraber, 07/08/2009-30/08/2014 tarihleri arasında çalıştığını, kendi rızası ile işten ayrıldığını, taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Kararın asli unsurlarından olan gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun biçimde kararda yer alması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 1991/7 esas; ve 1992/4 karar sayılı ve 10.04.1992 günlü kararı)
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır. Hatta giderek denebilir ki, dava içinden davalar doğar ve hükmün hedefine ulaşması engellenir. Kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz.
Davanın reddine veya kabulüne dair karar tefhim edildikten sonra bundan dönülerek yeni ve bundan farklı bir hüküm kurulamayacağı gibi, gerekçeli kararın kısa karara uygun yazılması ve kısa kararla çelişik olmaması da gerekir. Aksinin kabulü mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve kanunlarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturur.
Somut olayda, Mahkemece hükmün gerekçesinde 31/03/2015 tarihli hesap raporu esas alınarak; davacının net 1.600,00 TL ücret aldığı ve yaz döneminde haftada 7 saat, kış döneminde ise haftada 10 saat fazla çalıştığı kabul edildiği halde gerekçede belirtilenden farklı olarak, dava konusu alacaklara 03/11/2015 tarihli hesap raporuna göre; davacının yaz döneminde net 2.500,00 TL kış döneminde net 1.600,00 TL ücret aldığı ve yaz döneminde haftada 13 saat, kış döneminde haftada 10 saat fazla çalıştığı kabulü ile hükmedilmiştir.
Bu durumda, kararın açıklanan gerekçesi ile kurulan hüküm sonucu arasında çelişki bulunduğu belirgindir.
Hal böyle olunca, Mahkemece HMK"nın 297 ve 298. maddelerinin açık hükmü gözetilmeksizin yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde yıllık ücretli izin kullanmadığını iddia etmiş, davalı ise davacının yıllık ücretli izinlerini eksiksiz kullandırıldığını savunmuştur. Davacı tanık ... işyerinde son iki yıl yıllık izinlerin kullandırıldığını ifade etmiştir. Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının on dört yıldan fazla olan hizmet süresi boyunca yıllık ücretli izin kullanmadığı varsayılarak, yıllık ücretli izin hesabı yapılmıştır.
Davacı tanık beyanları da dikkate alındığında davacının, işyerinde çalıştığı on dört yıllık hizmet süresince hiç yıllık izin kullanmadığı iddiası hayatın olağan akışına aykırıdır. Mahkemece davanın aydınlatılması ödevi çerçevesinde davacının bu konudaki beyanları alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar yerine getirilmeden karar verilmesi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28/02/2019 gününde oybirliği ile karar verildi.