17. Hukuk Dairesi 2013/19547 E. , 2015/7474 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde ihbar olunanlar .... vekili, ... vekili, .... vekili ve davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların malik ve sürücüsü oldukları aracın sebep olduğu kazada müvekkillerinin desteklerinin öldüğünü belirterek, ıslâh ile arttırılmış toplam 55.639,53 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, dahili dava dilekçesi ile ...., ... ve...."nin davaya dahil edilmesini ve tazminattan sorumluluklarına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, müvekkilinin araç kiralama işi ile uğraştığını, kazaya neden olan aracı uzun süreliğine kiraladığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, davanın ...., ... ve...."ye ihbarını talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna ve kusur durumuna göre, davanın kısmen kabulü ile, 55.639,53-TL maddi tazminatın davalı ... A.Ş"nin sorumluluğu 43.033,00-TL, davalı ..."nin
sorumluluğu 12.606,00-TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar...., ..... Paz. Ltd. Şti ve ..."den tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş; hüküm, ihbar olunan .... vekili, ... vekili,.... vekili ve davalı ...Ş. vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ...Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, araç maliki ile sürücü aleyhine açılmıştır. Davalı ...Ş. vekili ...., ... ve...."ye davanın ihbarını, davacılar vekili de 03.12.2009 tarihli dilekçesinde, ...., ... ve....’nin davalılar yanında davaya dahil edilmesini istemiştir. Her ne kadar ihbar edilenlerin davada taraf sıfatı olmasa da, aleyhlerinde hüküm kurulmuş olması nedeniyle hükmü temyizde hukuki yararları bulunduğu anlaşıldığından ihbar edilenler .... vekili, ... vekili,.... vekilinin temyiz talebinin kabulü ile yapılan incelemede;
Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmayıp HUMK"nun 49-52 nci maddeleri (6100 S.HMK.md.61 vd.) uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece res"en dikkate alınması gerektiği gözetilmeden hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmayan ve davada taraf sıfatı taşımayan, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan ihbar edilen konumundaki ...., ..."nin.... ve ..."nin diğer davalılarla birlikte tazminattan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
3-Davalı ...Ş. vekili, müvekkilinin işleten sıfatının bulunmadığını, kazaya neden olan aracı uzun süreliğine kiraladığını savunmuştur.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, <İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alacı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.> şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, dosya kapsamında bulunan kira sözleşmesinde kazaya neden olan araç 36 aylığına ... tarafından kiralanmış olup bu sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü halinde işleten sıfatının kiracıya geçtiğinin de kabulü gerekir.
Davalı, yargılama aşamasında aracı uzun süreli kiralama sözleşmesi ile kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürmüş, mahkeme tarafından bu konuda bir araştırma yapılmamıştır.
Bu durumda mahkemece taraflar arasında tanzim edilen uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
4-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda her bir davacı için destekten yoksun kalmaya ilişkin aktüer hesabı yapılmış, sonra.... tarafından yapılan ödemeler nedeni ile belirlenen tazminattan indirim yoluna gidilmiştir. Ne var ki yapılan hesaplama usul ve yasaya uygun olmamıştır. Sigorta şirketince her bir davacı için yapılan ödemelerin tarih ve miktarları ayrı ayrı tespit edilmediği gibi bu ödemelerin davacılar için belirlenen tazminatın toplanarak bulunan bu toplam üzerinden indirilmesi ve mahkemece de davacıların hakları ayrı ayrı gösterilmeksizin aktüer hesabında belirlenen toplam miktar üzerinden karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece, sigorta şirketince her bir davacı için yapılan ödemelerin tarih ve miktarlarının ayrı ayrı tespiti ve yapılan bu ödemelerin ayrı ayrı güncellenerek davacıların her biri için ayrı ayrı hesaplanacak tazminattan indirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
5-Bozma neden ve şekline göre, ihbar olunanlar .... vekili, ... vekili,.... vekili ve .... vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, .... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunanlar ...., ... ve.... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü 3 ve 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ...Ş. vekilinin
diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 5 nolu bentte açıklanan nedenlerle ...., ... ve.... vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden ihbar olunanlar ...., ... ve.... ile davalı ...Ş."ne geri verilmesine 14/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.