Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/3767
Karar No: 2020/5518
Karar Tarihi: 07.10.2020

Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği - mühür bozma - hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - görevi kötüye kullanma - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/3767 Esas 2020/5518 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/3767 E.  ,  2020/5518 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği, mühür bozma, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
    Sanık ... müdafii tarafından verilen, 03.07.2012 havale tarihli temyiz dilekçesinden, sanık müdafinin temyiz talebinin, sanık hakkında görevi kötüye kullanma suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik olduğu, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan verilen beraat hükmüne yönelik temyiz talebinin bulunmadığı anlaşıldığından, ek tebliğnamedeki 1 numaralı düşünceye iştirak edilmemiş, Adli Emanetin 2010/412 sırasında kayıtlı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile ilgili belgeler hakkında mahkemesince karar verilmesi mümkün görülmüştür.
    1- Sanıklar ... ve ... hakkında görevi kötüye kullanma suçundan, sanık ... hakkında mühür bozma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafileri, Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesi:
    Sanıklar ... ve ...’ya yüklenen görevi kötüye kullanma suçu ile sanık ...’ya yüklenen mühür bozma suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, zamanaşımını kesen son işlem olan sanıklar hakkında mahkûmiyet hükmünün kurulduğu 01.06.2012 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanıklar müdafilerinin, Cumhuriyet savcısının ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
    2- Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği; sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık; sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerinin incelenmesi:
    Yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olup; katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, hükümlerin ONANMASINA,

    3- Sanık ...’un hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan, sanıklar ... ve ...’ın nitelikli dolandırıcılık ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik katılan vekilinin, Cumhuriyet savcısının, sanıklar ... ve ... müdafii ile sanık ... müdafinin vekalet ücreti ile sınırlı temyiz taleplerinin incelenmesi:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
    1136 sayılı Kanun"un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Yasaya aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 8. bendinde "sanık ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2400-TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine", hüküm fıkrasının 9. bendine "sanık ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2400-TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine", hüküm fıkrasının 21. bendine "sanık ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2400-TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesine" cümlelerinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    4- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen hükümlere yönelik katılan vekilinin, Cumhuriyet savcısının ve sanıklar müdafilerinin temyiz talebinin incelenmesi:
    5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan yargılamaya, gerekçeli kararda gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre katılan vekilinin, Cumhuriyet savcısının ve sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak;
    a) Adli sicil kaydına göre;... Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/731 esas, 2006/95 karar sayılı ilamı ile görevli memura direnme suçundan mahkum olduğu, 25.02.2009 tarihinde kesinleşen 6 Ay hapis cezası tekerrüre esas olan sanık ... hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
    b) Sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK’nin 155/2. maddesi uyarınca hükmolunan 2500 gün adli para cezasından, aynı Kanun’un 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılması sırasında, 2083 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmolunması yerine, 2080 gün adli para cezasına hükmedilmek suretiyle sonuç cezanın, 83.320-TL yerine 83.200-TL olarak eksik belirlenmesi,
    c) Sanıkların mahkûmiyetlerine karar verildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan ... lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu avukatlık ücretine hükmolunmaması,
    Yasaya aykırı, katılan vekilinin, Cumhuriyet savcısının ve sanıklar müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususların aynı Kanun’un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "katılan kurumun kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 2400-TL avukatlık ücretinin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ..."dan ayrı ayrı alınarak, katılan kuruma verilmesine” ibaresinin; sanık ... hakkında kurulan hüküm fıkrasının 4. bendine "sanık ... hakkında... Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/731 esas, 2006/95 karar sayılı ilamı ile hükmolunan 6 ay hapis cezasının tekerrüre esas olduğu anlaşılmakla, TCK"nin 58/6-7. maddeleri uyarınca verilen cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi; sanık ... hakkında kurulan hüküm fıkrasının 2. bendinin (a) fıkrasından “ ...2080 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin çıkartılarak yerine "...2083 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına" ibaresinin, “...83.200-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin çıkartılarak yerine “...83.320-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

    5- Sanıklar ... ve ... hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan verilen hükümlere yönelik katılan vekilinin, Cumhuriyet savcısının ve sanıklar müdafilerinin temyiz taleplerinin incelenmesi:
    a) Sanık ...’in katılan ..."ne dilekçe ile başvurması üzerine 8013001 nolu depoda 400 ton, 8013002 nolu depoda 150 ton, 8013003 nolu depoda 100 ton, 8013004 nolu depoda 150 ton olmak üzere toplam 800 ton çeltiğin yerinde emanet alım işlemlerinin yapıldığı, bu kapsamda katılan kurum ile sanık arasında “çeltikte kira ve bakım sözleşmesi” ile “çeltikte makbuz senedi karşılığı kredi kullanım şartlarını düzenleyen sözleşmenin” imzalandığı, katılan kurum tarafından umumi mağazacılık faaliyeti kapsamında kendisine emanet olarak bırakılan ürün için suç tarihinde yürürlükte bulunan TTK’nin 751. maddesi hükmü uyarınca ilgili olduğu emtiayı temsil eden kıymetli evrak niteliğinde olan 5 ayrı makbuz senedinin düzenlendiği, katılan kurum ile bazı bankalar arasında emtia sahiplerinin makbuz senetlerinin ciro ve teslimi yoluyla bankaya devredilmesi karşılığında kredi kullandırılması için sözleşmeler imzalandığı, bu sözleşmeler kapsamında Toprak Mahsulleri Ofisinin, bankalara makbuz senetlerinin temsil ettiği emtianın rayiç değerini ödeme garantisi verdiği, sanığın, makbuz senetlerini teminat olarak göstererek Garanti Bankasından beş ayrı kredi kullandığı, katılan kurum ile banka arasında yapılan sözleşme hükümleri uyarınca sanığın emanetçi sıfatıyla umumi mağazacılık faaliyeti yürüten Toprak Mahsulleri Ofisine tevdi ettiği emtiayı kredi borcunu ödeyip, makbuz senetlerini katılan kuruma iade edene kadar muhafaza etme yükümlülüğünün bulunduğu anlaşılmakla, Garanti Bankasının 11.08.2010 tarihli yazısında, 04.12.2008 tarihli, 70.989-TL tutarındaki iki adet krediden birinin 09.03.2009 tarihinde, diğerinin 17.04.2009 tarihinde sanık tarafından ödenmek suretiyle kapatıldığının belirtilmesi, sanığın katılan kurumu zarara uğratmadığını, katılan kurumdan alacaklı olduğunu savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; sanık tarafından katılan kurum aleyhine açılan ve... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/588 Esas sırasında kayıtlı olduğu bildirilen dava dosyasının getirtilerek incelenmesi, bu davayı ilgilendiren esasa etkili bilgi ve belgelerin onaylı suretlerinin dosya içine alınması; katılan kurumun suç nedeniyle oluşan zararının bulunup bulunmadığı ve sanık tarafından yapılan ödemeler belirlendikten sonra hakkında 5237 sayılı TCK’nin 168. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
    b) Karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT"nin 13/5. maddesi gereğince mahkum edilen sanık ... aleyhine kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
    d) Adli Emanetin 2010/412 sırasında kayıtlı, sanıklar ... ve ... ile ilgili belgelerin dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmesi gerekliliği,
    e) Sanık ..."nın UYAP aracılığı ile MERNİS üzerinden temin edilen nüfus kaydında, hükümden sonra 05.06.2020 tarihinde vefat ettiği belirtildiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK"nin 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin, Cumhuriyet savcısının, sanıklar müdafilerinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    07.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi