Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7732
Karar No: 2013/15858
Karar Tarihi: 13.11.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/7732 Esas 2013/15858 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali, tescil ve tenkis davası görülen mahkeme, davacıların miras bırakanın muvazaalı olarak taşınmazı ikinci eşi olan davalıya devrettiğini ileri sürerek, tenkis, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğunu, davalının ise davanın reddini savunduğunu belirtmektedir. Mahkeme yapmış olduğu değerlendirme sonucunda, davacıların iddialarını ispat edemediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtir. 6100 sayılı HMK'nun 190. maddesi uyarınca, ispat yükü, özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan hak çıkaran tarafa aittir. Muvazaalı sözleşmelerin hükümsüzlüğü Türk Borçlar Kanunu'nun 237. Maddesi, Medeni Kanun'un 706. Maddesi ve Tapu Kanunu'nun 26. Maddesi'nde öngörülen şekil koşullarına uyulmaması durumunda gerçekleşmektedir.
1. Hukuk Dairesi         2013/7732 E.  ,  2013/15858 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL VE TENKİS

    Yanlar arasında görülen tapu iptali, tescil ve tenkis davası sonunda, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, tenkis isteğine ilişkin asıl davada karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Asıl ve birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı, tenkis, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, miras bırakan tarafından davalıya yapılan temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle birleştirilen tapu iptal ve tescil davasının kabulüne; tenkis isteğine ilişkin asıl davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 652 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı ... tarafından ikinci eşi olan davalıya satış yoluyla temlik edildiği; davacıların, miras bırakanın mirasçıdan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak çekişme konusu taşınmazını ikinci eşi olan davalıya temlik ettiğini ileri sürerek, asıl davada tenkis, birleşen davada tapu iptal ve tescil isteğinde bulundukları; davalının ise, taşınmazın satış bedelini ödediğini belirterek, davanın reddini savunduğu görülmektedir.
    Bilindiği üzere, herkes iddiasını ispatla mükelleftir. 6100 sayılı HMK"nun 190. maddesi hükmü gereğince, ispat yükü, bu konuda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan hak çıkaran tarafa aittir.
    Somut olayda, davacılar, miras bırakanın, dava konusu taşınmazını mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği halde, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış olarak açıklamak suretiyle devrettiğini, yapılan temlikin l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 237 ve Tapu Kanunun 26.maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersiz olduğunu ileri sürdüklerine göre, bu iddialarını ispatla yükümlüdürler.
    Dosya kapsamına göre, davacıların, iddialarını ispat bakımından tanık deliline dayanmadıkları gibi, HMK"nin 119/f maddesine göre işlem yaparak tanık listesi de vermedikleri sabittir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; çekişmeli taşınmazın belirlenen gerçek değeri ile resmi akitte gösterilen değeri arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı tartışmasızdır.
    Bu durumda, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacıların iddialarını ispat edemedikleri açıktır.
    Hal böyle olunca, davacıların, iddialarını kanıtlayamadıkları gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davalı vekilinin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi