7. Ceza Dairesi 2018/18966 E. , 2021/6548 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5809 ve 5607 sayılı Kanunlara muhalefet
HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... hakkında 5809 ve 5607 sayılı Kanunlara muhalefet suçundan beraat, diğer sanıklar hakkında her iki suçtan hükümlülük, müsadere; Sanıklar Şahan Bülbül ve ... hakkında erteleme
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Mahkemenin 15.05.2014 tarihli hükmü kurmasından sonra temyiz üzerine dosyayı Yargıtay"a göndermesi yerine yeniden ele alıp verdiği 21.07.2014 tarihli ek kararın ve aynı tarihli karar düzeltme şerhinin hukuki değerden yoksun olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
I) Gümrük İdaresi vekilinin sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında 5809 sayılı kanuna muhalefet suçundan verilen hükümlere yönelik temyizinin incelenmesinde;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre, suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi"nin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, Gümrük İdaresi vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II) Sanık ..."ın temyizine göre yapılan incelemede;
15.05.2014 tarihli kararın sanığa 04.06.2014 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın anılan hükmü CMUK"nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık temyiz süresi geçtikten sonra 24.06.2014 tarihinde temyiz ettiği gözetilerek, temyiz inceleme talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
III) Gümrük İdaresi vekilinin sanıklar ... ve ... hakkında 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen beraat kararına yönelik temyizinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen
gerekçeye ve takdire göre katılan ... İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
IV) Katılan ... İdaresi vekilinin sanıklar ..., ... ve ... hakkında 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde,
1. Dosya kapsamına göre ayrı ayrı iş yerlerine sahip sanıkların ele geçen kaçak cep telefonlarından ayrı ayrı sorumlu olduklarının anlaşılması karşısında, aralarında fiili ve hukuki irtibat bulunmadığı halde sanıklar hakkında açılan davanın birlikte görülemeyeceği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi,
2. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3. 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanunun 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi"nin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa"ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanıklar lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK"nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4. 5237 sayılı TCK"nun 51. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; sanığın daha önce üç aydan fazla hapis cezası ile cezalandırılmamış olması koşulu ve (b) bendinde; suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması hükmü getirilmiş olmakla, sanık ..."ın adli sicil kaydına göre ertelemeye engel sabıkası olmayan ve mahkemenin ilk celsesine katılan sanığın tutanaklara yansıyan olumsuz bir davranışı
olmamasına rağmen erteleme hükümlerinin değerlendirilmemesi,
5. 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
6. Suça konu eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla TCK"nun 54/4. maddesi gereğince müsaderesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/05/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.