Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/28931
Karar No: 2019/11270
Karar Tarihi: 13.11.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/28931 Esas 2019/11270 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/28931 E.  ,  2019/11270 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalının 27.09.2012 tarihinde yapılan ihaleyi kazanarak 1180, 1416, 1570 ve 1794 parti numaralı orman emvallerini satın aldığını, ancak süresi içerisinde kesin satışını yaptırmayarak bedeli zamanında ödememesi nedeniyle ihalenin feshedildiğini ve ikinci ihale ile başkasına ihale edildiğini, davalının ihalesi üzerinde kalan emvallerin satışını yaptırmayarak bedelin zamanında ödenmemesi nedeniyle idareyi zarara uğrattığını, oluşan gecikme nedeniyle idare aleyhine zarar oluştuğunu ileri sürerek, iki ihale arasında bedel farkı ve dava konusu partilerin satış tutarının ilk ihaleye göre bedel yatırılması gereken en son günleri ile ikinci ihaleye göre bedel yatırılması gereken en son günleri arasında geçen süreler için ihale şartnamesinin 14. maddesinde kabul edilen %18 faiz oranı üzerinden hesaplanan gecikme cezası toplamı olan 3.959,04 TL"nin her bir ihale yönünden ihalelerin en son bedel ödeme günlerinden (05.03.2014, 24.02.2014, 03.03.2014) itibaren, T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faizi oranına göre tahakkuk edecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile, 3.959,04 TL"nin davalıdan alınarak davacı idareye verilmesine, dava konusu her bir ihale yönünden ihalelerin en son bedel ödeme günlerinden (1416 nolu partilenin ihalesi yönünden 806,33 TL bedel için 05.03.2014 ve 1794 nolu partininin ihalesi yönünden 690,09 TL bedel için 05.03.2014"den ve 1180 nolu partininin ihalesi yönünden 1.112,25.TL bedel için 24.02.2014"den ve 1570 nolu partinin ihalesi yönünden 1.350,37 TL bedel için 03.03.2014"den) itibaren ayrı ayrı işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, Ek zarar (2998 nolu partilenin ihalesi yönünden 308,61 TL, 3000 nolu partininin ihalesi yönünden 308,61 TL) üzerinden reeskont faizi taleplerinin ve fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince, mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
    Davacı eldeki davada, iki ihale arasında idare aleyhine oluşan bedel farkı ile şartnamenin 14. maddesinde hükme bağlanan gecikme zararını talep etmiş, mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporunda gecikme cezası ve bedel farkı hesaplanmış ve mahkemece de bu bedele hükmedilmiştir.
    Somut olayda, mahkemece kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; davanın kabulüne, şeklinde hüküm kurulmuş, gerekçeli kararda ise; “bilirkişi raporuna göre davacı idarenin toplam 3.959,04 TL alacağı bulunduğu, ek zarar adı ile hesaplanan miktarın asıl borca eklenilmesi ve toplamı üzerinden faiz yürütülmesinin faize faiz yürütülemeyeceğine ilişkin Borçlar Kanunun 104/son hükmüne aykırı olacağı bu nedenle ek zarar hesaplaması üzerinden faiz hesaplaması talebinin yerinde olmadığı(19 HD.,18.01.2011, 2010/5424E. 2011/202K) mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda her ne kadar iki ihale arasındaki idare aleyhine bedel farkı nedeniyle oluşan zarar dolayısıyla ilk ihale bedeline göre şartnamenin 14. madde hükmü uyarınca hesaplanan %18 lik tutara gecikme cezası denilmişse de bunun aslında ek zarar olduğu mahkememizin hüküm fıkrasında sehven davalıdan tahsiline karar verilen toplam zarara reeskont faizi işletilmesi yazıldığı ve yine sehven parantez içinde (2998 nolu ....308,61 TL 3000 nolu partinin ihalesi yönünden 308,61TL) ibaresinin yazılmış olduğu bu hususun tashihe düzeltilmesi olanağı bulunmadığı” şeklinde gerekçe oluşturularak, kısa karar (hüküm) ile gerekçeli karar arasında çelişki ve tereddüt yaratılmıştır. Bu haliyle gerekçeli karar ile kısa karardaki hükmün az yukarıda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece, az yukarıda açıklandığı üzere ve 10.4.1992 tarih ve 1991/7 Esas 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile bağlı kalınmadan, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, yeniden bir karar verilmesi için çelişkili olarak kurulan hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi