20. Hukuk Dairesi 2014/9728 E. , 2014/10138 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 108 ada 66 parsel sayılı 6383 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden fındık bahçesi niteliğinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın öncesi itibariyle orman olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 12/05/2009 tarih ve 2009/5669-8047 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "" Şöyle ki; davacı Hazine, taşınmazların öncesinin orman olduğu ve zilyedlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığına göre, temyize konu taşınmazların yalnızca kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp zilyetlikle kazanılması koşullarının bulunup bulunmadığının ve ayrıca 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış orman olup olmadıklarının da araştırılması ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında orman sayılan yerler olması halinde kesinleşen orman sınırı dışında kalan taşınmazlara yönelik Hazinenin davasının kabul edilmesi gerekir. Dairede aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve Hazine tarafından aynı nedenle dava konusu edilen aynı köyün değişik mevkilerinde bulunan taşınmazlara ait dava dosyalarının incelenmesinde, bir kısmında uzman bilirkişi ...; bir kısmında da ... tarafından hazırlanan raporlara ekli memleket haritalarında taşınmazların kısmen ya da tamamen yeşil alanda işaretlendiği, ancak kullanılan memleket haritalarının dosyadaki orjinalinden farklı renklerde olduğu, taşınmazların fındık bahçesi olarak kullanıldığı bildirilmişse de bazı dosyalarda fındık ağaçlarının yaşlarının, sayılarının ve taşınmazdaki dağılımlarının belirtilmediği gibi, memleket haritalarında da fındık rumuzunun bulunmadığı, çalılık ya da yapraklı-ibreli orman ağacı rumuzunun bulunduğu, bu nedenle taşınmazların memleket haritalarındaki konumları ile bilirkişi saptamasının da birbirini doğrulamadığı, keza taşınmazların hava fotoğraflarındaki konumunun incelenmediği gözlenmiştir. Ayrıca memleket haritasında taşınmazın olduğu kesimde "Geçilmez Ormanı" yazılıdır. Harita Genel Komutanlığı özel işaretler yönergesinde "Geçilmez Orman"ın tanımı içinden yol açılmadıkça geçilemeyecek orman şeklindedir. Bundan ayrı; taşınmazın tespitine esas alınan Asliye Hukuk Mahkemesinin Kasım 1964 gün ve 22-249 sayılı tescil kararı ile oluşan tapu kaydının müsbite evrakı içindeki mahkeme kararı ve bunun dayanağı kroki getirtilmemiş, 09.03.1954 tarihinde yürürlüğe giren 6333 sayılı Kanun ile zilyedliğe dayalı tescil davalarında ilgili kamu tüzel kişisi sıfatıyla Hazinenin davada yasal hasım olarak bulunması kabul edildiğinden, ilgili kararda Hazinenin davada taraf olup olmadığı, H.U.M.K."nun 237. maddesinde öngörülen kesin hüküm kurallarının oluşup oluşmadığı araştırılmadığı belirtilerek tapu uygulaması, orman ve zilyetlik araştırmasına yönelik olarak bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 4999 m² yüzölçümündeki bölümünün orman niteliği ile Hazine adına; (A) harfi ile gösterilen 1384 m² yüzölçümündeki bölümünün tesbit gibi tesciline karar verilmiş, davacı Hazine ve davalı tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/06/2012 gün ve 2012/7238 – 9619 sayılı kararı ile bozulmuştur.
- 2 - 2014/9728 - 10138
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "" Mahkemece yapılan araştırma inceleme hükme yeterli değildir. Şöyleki; hükme esas alınan orman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli taşınmazın 1960 tarihli memleket haritasında (A) bölümünün orman sayılmayan; (B) bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu bildirilmişse de, dairece yapılan inceleme sırasında (B) bölümünün doğusunda bir kısım yerin fındık rumuzlu alanda kaldığının tesbit edilmesi üzerine dairenin 14.03.2012 tarihli geri çevirme kararı ile bu durumu açıklayan ek rapor hazırlanması istenmiştir. Bunun üzerine mahkemece hazırlattırılıp gönderilen ek raporun incelenmesinde, çekişmeli taşınmazın (B) harfi ile işaretli 3121 m2 bölümünün orman sayılan; (A) ve (C) harfi ile işaretli toplam 3262 m2 bölümünün ise orman sayılmayan - meyvelik rumuzlu yerlerden olduğu bildirilmiştir. Bu durumda mahkemece hükme esas alınan raporla 11.05.2012 tarihli ek rapor arasında çelişki oluşmuştur. Çelişki yöntemince giderilmeden karar verilemez.
O halde; mahkemece önceki keşiflerde görev almayan uzman bilirkişiler vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile önceki keşiflerde uygulandığı bildirilen 1960 ve 1982 tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, bundan sonra elde edilecek sonuç çerçevesinde karar verilmesi"" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulü ile ... Köyü 108 ada 66 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile, 11.04.2013 havale tarihli rapor ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 3037,79 m2"lik kısmın dava konusu taşınmazdan tefriki ile ayrı bir parsel numarası verilmek sureti ile orman vasfı ile Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tesciline, (B) ve (C) harfleri ile gösterilen 3345,95 m2"lik kısmının aynı parsel numarası ile davalı adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş hüküm davacı Hazine tarafından (B) ve (C) bölümlerine yönelik, davalı vekili tarafından (A) bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanuna göre 1948 yılında seri bazda yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışmaları ile 1975 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince uzman orman bilirkişi kurulu tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman sayılan, (B) ve (C) harfi ile gösterilen bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak, birbirine sınır olmayan (B) ve (C) bölümlerinin ayrı ayrı tesciline karar verilmesi gerekirken, hüküm yerinde infazı mümkün olmayacak şekilde bir bütün olarak aynı parsel numarası ile tesciline denilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan “(B) ve (C) harfleri ile gösterilen” kelimelerinden sonra gelen kısım tamamen çıkarılarak yerine “ bölümlerinin ayrı ayrı parsel numaraları verilerek davalı adına tapuya kayıt ve tesciline” kelimelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/12/2014 günü oy birliğiyle karar verildi.