18. Ceza Dairesi 2017/1185 E. , 2019/2214 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
1) TCK"nın 265. maddesinde "görevi yaptırmamak için direnme" başlığıyla "seçenekli hareketli" ve "amaçlı bir fiil" olarak düzenlenen ve görevin yapılmasını önleme maksadıyla kamu görevlisine karşı gelinmesi eylemleri cezalandırılan suç tipinde; hareketin icra vasıtalarının "cebir veya tehdit" şeklindeki icrai davranışlarla işlenebileceğinin öngörüldüğü ve belirtilen tipik hareketleri içermeyen pasif direnme fiillerinin bu suçu oluşturmayacağı göz önüne alınmalıdır.
Olay tarihinde sanıkların ifadeleri alınmak üzere polis merkezine getirildikten sonra, katılanlara hitaben “çabuk savcı buraya gelsin, kimlik de yok ifade de yok size, biz sizden şikayetçiyiz, bize ana avrat küfür ettiniz, biz kimseden değil sizden şikayetçiyiz, göreceksiniz adliyede işinizi bitireceğiz, adliyede olmasa dışarıda bitiririz” şeklindeki sözlerin adı geçenlerin görevini yapmasına engel olmak amacıyla söylendiğinin anlaşılması karşısında, sanıkların eylemlerinin birden çok kişi ile birlikte görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıyla tehdit suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi,
2) Kabule göre de,
a) Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren, 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile değişik CMK"nın 253. maddesi uyarınca temyiz incelemesine konu ve TCK’nın 106/1-1. maddesinde tanımı yapılan tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alınması karşısında, TCK’nın 7/2. maddesindeki “suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan Kanun uygulanır ve infaz olur” hükmü gözetilerek anılan Kanunun 35.maddesi ile değişik CMK’nın 254. maddesi gereğince tehdit suçu yönünden sanıkların hukuki durumunda yeniden değerlendirilme yapılmasında zorunluluk bulunması,
b) TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
c) TCK"nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluklarından, kendi alt soyu yönünden koşullu salıverme tarihine, kendi alt soyu dışındakiler bakımından ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi yerine, (c) bendindeki tüm haklardan koşullu salıverme tarihine kadar yoksunluğa karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş ve sanıklar ... ile ... ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden yargılama yapılırken 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 04/02/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.