Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/2932 Esas 2013/13218 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2932
Karar No: 2013/13218
Karar Tarihi: 21.05.2013

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/2932 Esas 2013/13218 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/2932 E.  ,  2013/13218 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalının kendisi aleyhine İzmir 5.icra Müdürlüğünün 2010/2513 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, maaşına haciz yazısı gönderildiğini, davalıya borçlu olmadığını 22.05.2007 tarihinde davalının kardeşi ...’a 3500 TL borç verdiğini ve davalıyı kendisinin tanımadığını ...’ın bu parayı ağabeyi için kullanacak olduğunu ve aradan bir zaman geçince 27.09.2007 tarihinde paranın bankadaki hesabına yatırıldığını davalıya borcu bulunmadığı halde, verilen borcun kapatılması şeklindeki ödemeye dayalı olarak hakkında icra takibine başvurulduğunu bildirip borçlu olmadığının tespitini istemiştir.
    Davalı davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava menfi tespit davası olup, uyuşmazlık davalının davacının hesabına yatırdığı paranın borç olarak mı verildiği yoksa kardeşine verildiği iddia edilen borcun kapatılması için mi yatırıldığı noktasındadır. Davacı davalının kardeşine 3500 TL borç verdiğini, davalının kardeşinin bu borcunu kapatmak için dava konusu ödemeyi yaptığını iddia etmektedir. Davalı ise kardeşinin arkadaşı olan davacıya borç olarak 27/09/2007 tarihinde “kredi ara ödemesi” açıklaması ile 3500 TL havale gönderdiğini savunmaktadır. Mahkemece davacının davalıya 3500 TL verdiğinin kanıtının olmadığı, davalının 3500 TL’yi davacının hesabına gönderdiği tarihlerde ise davacının kredi borcunun bulunduğu gerekçesiyle, davacının davasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
    Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı HMK.nın 190.maddesine göre, ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Menfi tespit davalarında bu yük lehine hak doğan taraf olan davalı alacaklı olduğunu iddia eden tarafa aittir.
    Somut olayda davalının dayandığı belge yalnız başına borç verildiğini ispata yeterli değildir. Zira kural olarak havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Oysa davalı tarafından icra takibine dayanak yapılan banka makbuzunda paranın borç olarak gönderildiğine dair bir açıklama bulunmamaktadır. Hal böyle iken ispat külfeti davalıda olmasına rağmen, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.